Hani, diyorum da, insanin gercekten mükemmel bir dostu olsa…
“Ona”, söyle, içine sindire-sindire, kocaman bir sarılsa…
Yüreklilikle söylediginiz… ” Canim benim!.. dediğiniz…
Telefonda bile saatlerce konuştuğunuz, sıcacık biri…
Cesur, sempatik, azimli, kararlı…
Arayan, soran, ”Seni özlüyorum” diyen biri.
Böyle bir canlı ile her şeyi konuşabilir, paylaşabilirsiniz.
Yanıltmaz!
Anlayışla karşılar her şeyi…
Hataları, günahları-sevapları, her bir şeyi konuşabilirsiniz onunla…
Bir arayış içinde olmanıza gerek yoktur.
O kendiliğinden çıka gelir zaten.
Bir gün bakarsınız, kapınızda…
Bir da bakmışsınız sımsıcak sohbetler, derin konular, sırlar, paylaşımlar… Kimseye söyleyemediğinizi, en yakınınıza anlatamadığınızı, geçmişteki İzleri, geleceğe dairlerinizi, sadece ona anlatır olursunuz.
Kadın, erkek farketmez.
Bir dost bulun! Ama gerçek olsun.
Aradığınızda işinizi değil, sizi soran…
Kötü gününüzde ev sahibi, iyi gününüzde kıracınız olsun.
Anlatsın, konuşsun, açık-seçik, korkmadan yaşasın. Güvensin!
Cinsiyeti olmasın! Bir kartal kadar haşin, bir maymun kadar şaklaban, bir ceylan kadar narin olsun.
Doğrulari söylesin. Gözleriyle ve kalpten konuşsun.
Yaşasın!
Doya doya yaşasın, doya doya yaşatsın.
Beyninden değil, yüreğinden versin.
”Olsun varsın! paylaşırım.” desin.
Bir dostunuz olsun.
Sizi ve benliğinizdekileri paylaşsın...
Dost olsun!
Ama…
Gerçek bir dost..!
#Zerrin_Erdoğan