Yaz mevsiminin bitmesiyle birlikte sonbahara doğru yol alıyoruz. Yavaş yavaş havanın serinliğini hissetmeye, yaprakların yeşilinin yerini sarı, turuncu, kırmızı gibi sonbahar renklerine terk ettiğini görmeye başladık. Hepimizin bildiği gibi mevsim değişikliği dönemleri ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış geçişlerindeki süreçlerdir. Bu süreçlerde gün ışığı, ultraviyole radyasyon, sıcaklık, yağış miktarı ve nem gibi doğal etmenlerde değişimler meydana gelir ve ayrıca bir bölgede yaşayan hayvan ve bitkilerin tümü de mevsimlerle birlikte değişim gösterir. Tüm bunlara paralel olarak bedenimiz çevresel bir faktör olan bu geçiş sürecinde yeni mevsim normallerine adapte olmaya çalışır ve bütün bunların bir sonucu olarak da çeşitli hastalıkların görülme sıklığında değişiklikler meydana gelir, hastalıklara yakalanma olasılığımız artar. Peki, mevsim değişimlerinden en çok kimler etkilenir, bu dönemde sağlığımızı korumak adına neler yapabiliriz, hastalıklardan nasıl korunabiliriz?
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uzm. Dr. Gulnar Zeynalova ‘mevsim geçişlerinde hastalıklardan korunmak için 10 öneri’ de bulundu.
Mevsim değişimlerinden en çok kimler etkilenir?
Mevsimsel değişiklikler genellikle toplumdan edinilen birçok bulaşıcı hastalığı tetikler. Sıcaklık, güneş ışığı, yağmur, rüzgâr ve nem gibi mevsimsel ve çevresel faktörlerin değişmesi, bulaşıcı hastalıkların sayısının artmasıyla doğrudan ilişkilidir. Örneğin; havaların ısınmasına bağlı olarak mide-bağırsak problemlerinde artış beklenirken, havaların soğumasıyla virüs ve bakterilerin sebep olduğu mevsimsel grip bu havalarda artmaktadır.
Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler; 2 yaş altı çocuklar, 65 yaş üstü hastalar, gebeler, şeker, yüksek tansiyon, kalp-damar ve otoimmün hastalığı olan kişilerin bu faktörlerin etkisi ile mevsim geçişi hastalıklarına yakalanma olasılıkları daha yüksektir. Özellikle dirençli virüs ve bakterilere yakalanan bireylerde üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarını takiben ruhsal değişiklikler, kalp-damar, mide-bağırsak, kas-eklem, endokrin ve cilt hastalıkları tetiklenebilir.
Mevsim değişikliklerinde yaşanan olumsuz belirtiler nelerdir?
Mevsim değişimiyle birlikte vücudumuz da bu farklılığa çeşitli tepkiler verebilir ve eğer önlem alınmazsa bazı hastalıklara yakalanma olasılığımız artar. Anksiyete, sinirlilik, duygu durum değişikliği, yeme bozuklukları, nefes darlığı, göğüste sıkışma, halsizlik, yorgunluk, nedeni belli olmayan kas ve eklem ağrıları, mide bulantısı, ishal, karın ağrısı, sabah uyanmakta zorluk, geceleri uyuyamama, burun akıntısı, geniz akıntısı, gözlerde veya kulaklarda kaşıntı, ciltte kızarıklıklar, soyulmalar, baş ağrıları, saç dökülmesi, tırnak kırılması gibi belirtiler mevsim geçişlerinde görülebilen belirtilere örnek olarak sayılabilir.
Mevsim değişikliğine bağlı olarak sık görülen hastalıklar hangileridir?
Bulaşıcı hastalıklar kalabalık ortamları sever. Havaların soğumasıyla birlikte vatandaşlar zamanlarının çoğunu kapalı mekânlarda geçirir. Kalabalık, halka açık yerlerde ve kentsel toplu taşıma sistemlerinde yetersiz ve kötü tasarlanmış havalandırma havadaki patojenlere maruz kalmayı artırabilir. Misal; influenza virüsünün damlacıklar yoluyla bulaşması daha serin ve nemli mevsimlerde artar. Yine; gribal sendrom, farenjit, bronşit (viral veya bakteriyal enfeksiyonlara bağlı), mevsimsel alerjik rinit, pnömoni, tüberküloz, KOAH, alerjik astım, akut gastroenterit, gastrit, reflü hastalığı, baş ağrısı, duygu durum değişiklikleri, viral hepatitler, tiroid başta olmakla endokrin ve metabolizma hastalıkları, kalp yetmezliği, aritmiler, tansiyon değişiklikleri, cilt hastalıkları, romatizmal hastalıklar vb. hastalıklar mevsim değişimiyle artış gösteren rahatsızlıklara örnek olabilir.
Mevsim geçişlerinde hastalıklardan korunmak için bunları yapın!
Bütün bu durum değişiklikleri ve belirtiler karşısında vücudun sağlam kalması için, bağışıklık sistemini desteklemek adına bazı önlemler almamız gereklidir. Peki, bu önlemler neler olabilir?
Sağlıklı ve düzenli, ara öğünü kaçırmadan beslenin.
Bol su tüketin.
Mineral ve vitaminden zengin mevsimsel sebze ve meyveleri tüketin.
Sigara ve alkol başta olmak üzere zararlı alışkanlıklardan uzak durun.
Düzenli uykunuzu alın. Melatonin hormonu, uyku düzenimizi düzenleyen bir hormondur. Vücudumuzdaki melatonin seviyesi, genellikle gece boyunca artar ve gündüzleri düşer. Melatonin, mevsimsel ritimlerle ilişkisi iyi bilinen güçlü bir hormondur ve gün ışığı miktarı konakçının fizyolojisini de etkileyerek bağışıklık sistemini ve dolayısıyla hastalık oluşumunu etkileyebilir.
Temiz havada egzersiz, bol yürüyüş yapın.
Aşılarınızı zamanında yaptırın.
İyi havalanmış, temiz ortamlarda bulunun.
Öksürürken, hapşırırken ağız ve burnunuzu kapatın, ellerinizi sıkça yıkayın, el dezenfektanları kullanın.
Doktorunuza danışarak gerekirse gıda takviyeleri, çinko, propolis, kara mürver, C vitamini, vitamin D, magnezyum desteği alın. Örneğin; yapılan epidemiyolojik çalışmalar, D vitamini seviyeleri ile çeşitli bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığı arasında güçlü ilişkiler olduğunu ortaya koymuştur.
YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ GAZİOSMANPAŞA HASTANESİ HAKKINDA
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi, 1992 yılında bölgenin ilk özel yataklı sağlık kuruluşu olarak 24 saat uzman hekim kadrosuyla hizmet vermeye başlamıştır. 60.000 metrekare kapalı alanı, depreme dayanıklı akıllı bina teknolojisi, 12 ameliyathanesi, 350 yatak kapasitesi ile Türkiye’de ki öncü sağlık kuruluşlarından biridir. Bünyesinde barındırdığı Organ Nakil Merkezi ve Onkoloji Merkezi ile uluslararası standartlarda sağlık hizmeti sunmaktadır. 2008 yılından bu yana ISO 9001-2008 kalite belgesine sahip olan Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi aynı zamanda JCI akreditasyonuna sahiptir.