SİYASET

Erdoğan ve Soylu, "Hemşehri Dernekleri Buluşması"nda Sert konuştu

Hemşehri Dernekleri buluşmasında Cumhurbaşkanı Adayı Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Millet İttifakı'nı sert bir dille eleştirdi. , .

AKP İstanbul İl Başkanlığı'nın Sütlüce'deki Haliç Kongre Merkezinde organize ettiği Hemşehri Dernekleri Buluşmasına Cumhurbaşkanı Başkanı Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı İstanbul Milletvekili Süleyman Soylubirlikte katıldı. Erdoğan ve Soylu, katılımcı dernek yöneticilerine hitap etti. Erdoğan,  İstanbul’da “Hemşehri Dernekleri Buluşması” programında yaptığı konuşmada, “Siyasi hayatımızın tamamı, sevgiden aldığımız güçle milletimize hizmet etmekle geçti. İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduk, Türkiye’ye Başbakan, Cumhurbaşkanı olduk, bu arayıştan da, bu azimden de asla vazgeçmedik” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu' da toplantıda, Millet İttifakı'nı eleştirerek, "Seçime giderken 'Çalacaklar' dediler. Dediler ki, 'Bunlar çalarak iktidara geliyorlar.' Her seçim sandığında karşı tarafın her türlü adayı vardı. Bu kadar Türk demokrasisine iftira atmayı, bu kadar kendi milletine iftira atmayı, bu kadar kendi devletine iftira atmayı seven başka bir grup görmedim." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Hemşehri Dernekleri Buluşması”nda yaptığı konuşmada, tüm katılımcıları hürmetle, muhabbetle selamladığını söyledi.

İstanbul’un ülkenin en büyük şehri ve bizatihi kendisi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kentin, ülkenin istisnasız 81 vilayetinin ve 922 ilçesinin tamamından insanları bağrında yaşattığını dile getirdi.

“İSTANBUL TÜRKİYE’DİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi ilk nesil, kimi ikinci, kimi üçüncü ve daha eski nesil İstanbullu bu insanların aynı zamanda bu şehrin en büyük zenginliği olduğunu dile getirerek, “Bu ülkeyi ve bu şehri babalarının tapulu malı sanan birileri istedikleri kadar kendilerini yırtsınlar. İstanbul Anadolu’dur, İstanbul Trakya’dır, İstanbul Türkiye’dir” diye konuştu.

Daha ötesi İstanbul’un Balkanlar’dan Kafkaslara, Kırım’dan Kuzey Afrika’ya ve Orta Asya’ya kadar gönül coğrafyasının hepsini kucaklayan bir ana olduğunu vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şu karşımızdaki manzara da bunun en büyük ispatıdır. Bugün burada İstanbul il teşkilatımızın gayretleriyle bir araya gelen hemşehri derneklerimizin her birini temsil ettikleri şehirler, ilçeler ve köyleriyle ayrı ayrı selamlıyorum. Hepimizin de kalbinin bir yarısının ata, dede yurdunda olduğunu biliyorum. Tıpkı bizim gönlümüzün Rize’den kopmaması gibi, sizler de geçmişinizle bağlarınıza sahip çıkıyorsunuz. Çok da güzel yapıyorsunuz. Çünkü bu geçmiş bizi kalabalıklardan ayırıp biz yapan, kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayan, değerlerimizi yaşatma ve yeni nesillere aktarma şevki veren en büyük motivasyon kaynağımızdır.”

“Şair, hepsi de İstanbul’da cem olan Anadolu’yu, Trakya’yı, vatan topraklarının her karışını bakınız nasıl anlatmış?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdurrahim Karakoç’un “Anadolu Sevgisi” şiirinden “Sen bizim dağları bilmezsin gülüm/Hele boz dumanlar çekilsin de gör/Her haftası bayram, her günü düğün/Hele yaylalara çıkılsın da gör/Anlamaz, bilmezsin sen bizim halkı/Sevgiyi bulasın yakına gel ki/ Kalıplar gerçeği göstermez belki/ Gönül perdeleri sökülsün de gör” dizelerini okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün burada tıpkı kendi memleketlerinde olduğu gibi kalıpları dışarıda bırakıp, gönül perdelerini söküp, en saf, en hasbi taraflarıyla bir arada olduklarını ifade ederek, şöyle dedi: “Siyasi hayatımızın tamamı işte bu sevgiyi aramakla, işte bu sevgiden aldığımız güçle milletimize hizmet etmekle geçti. İstanbul’a büyükşehir belediye başkanı olduk. Türkiye’ye başbakan, cumhurbaşkanı olduk. Bu arayıştan da bu azimden de asla vazgeçmedik. Siyaset çetin bir imtihandır. Hele iktidar adeta ateşten gömlek giymektir. Biz ise siyasette neredeyse yarım asırdır milletimizin huzurundayız. Aynı şekilde 21 yılı bulan iktidarlarımız boyunca onca sınamadan geçtik. Yani her bakımdan defalarca teste maruz kalmamıza rağmen bugün alnı ak bir şekilde karşınızda durabiliyoruz. Bunun sırrına ermek isteyenlerin önce milletimizle, sizlerle aramızdaki gönül bağını idrak etmesi gerekiyor. Aramızdaki muhabbeti anlayamayanların her yenilgi sonrası millete hakaret etmeleri sadece kendi karakter fukaralıklarını gösterir.”

“BİZ EN BAŞTAN BERİ, ‘MİLLETİMİZİN VERDİĞİ HER KARARIN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR’ DEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar talimatı nereden alıyor; Kandil’den, terör örgütünün şehirdeki uzantılarından. Biz talimatı nereden alıyoruz; Allah’tan ve milletten. Bizim çizgimiz bu. Başka bir tür çizgi, haşa yanımıza yaklaşamaz. Defne’de CHP yüzde 80 oy aldı, biz yüzde 20, daha da düşük olabilir. Ama biz hastaneyi yaptık. Onlara rağmen yaptık ve pazar günü de inşallah açılışını yapacağız. Çünkü biz, kime ne kadar oy çıkmış buna bakmayız. Biz, ‘İnsanların en hayırlısı insanlara en çok faydalı olandır’ hükmü gereği hareket ediyoruz” ifadesini kullandı.

Milletin, 14 Mayıs’taki iradesiyle hangi maskeyi takarlarsa taksınlar, hangi takiyeyi yaparlarsa yapsınlar bunların gerçek yüzünü bildiğini ve gördüğünü bir kez daha ispatladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz en baştan beri ne dedik, ‘Milletimizin verdiği her kararın başımızın üstünde yeri var’ dedik. Peki, bunlar ne dediler? ‘Yıkacağız’ dediler. Neyi yıkacaklar? Bizim ülkemize ve milletimize kazandırdığımız eserleri yıkacaklar. ‘Geri çekileceğiz’ dediler. Nereden geri çekilecekler? Türkiye’nin sınırlarını terör örgütlerinden korumak için kurduğu güvenlik koridorlarından çekilecekler. Kafaya bak. Benim polisim, benim askerim zannediyor musun sen böyle bir fırsatı bulduğun zaman sana müsaade edecekler. Ne polisim ne jandarmam ne askerim sana böyle bir fırsatı Allah’ın izniyle vermez. ‘Serbest bırakacağız’ dediler. Kimi serbest bırakacaklar? Cezaevlerindeki PKK’lıları, FETÖ’cüleri, Gezicileri serbest bırakacaklar. Selo’yu serbest bırakacaklar. Kim bu Selo? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist Selo. Bu ülke eğer hukuk devletiyse bu ülkede hukuk varsa Allah’ın izniyle bizde işin başında olduğumuz sürece adaletten başka, hukuktan başka hiçbir mekanizma çalışmaz ve en ufak bir adım da atılmaz.”

“BATI NE İSTERSE DEĞİL, TÜRKİYE NE İSTERSE ONU YAPTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Türkiye’nin en büyük ekonomi ortağı Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılarak, “Batı ne istiyorsa onu yapacağız” dediğini söyledi.

“ZAFER SARHOŞLUĞU İÇERİSİNDE YOLA DEVAM EDEMEYİZ”

Anayasa değişikliğinde aile kurumunun güçlenmesi için gerekli adımları atacaklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bizim bu saydığımız listede her şey var. Bu listede Kandil var, Pensilvanya var, tefeciler var. Tekrar ediyorum, LGBT’ciler var, marjinal örgütler var, fitne ve kaos tüccarları var, etrafını saran tokatçılar da var. Tabii bir türlü ne olduğuna karar veremeyen ittifak ortakları da var. CHP’nin kendi içindeki hiziplerin seçim sonrası hesapları da var. Görüldüğü gibi bu listede her şey var. Bir tek ülke yok, bir tek millet yok. Yahu Anadolu çocuğuna uyar mı böyle şeyler? Anadolu insanı dediğin merttir mert, delikanlıdır, dürüsttür, harbidir, vefakârdır, cefakârdır, siyasetçisini de kendisi gibi görmek ister. Milletimizin kendisini yok sayanlara 28 Mayıs’ta sandıkta varlığını en güçlü şekilde hissettireceğine inanıyorum.”

“ANADOLU, ARTIK MAHZUN DEĞİL, COŞKULU BİR ŞEKİLDE GELECEĞİNE BAKIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk asrını acısıyla tatlısıyla geride bıraktıkları, Türkiye Yüzyılı’na hazırlanılan bir dönemde olduklarını dile getirdi.

Geçen asırda, bir yanda bugün 104’üncü yıl dönümüne ulaştıkları, Gazi Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla başlayan ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla zirvesine ulaşan millî mücadelenin olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen asrın diğer yönünde ise yoklukların, yoksullukların, baskıların, zulümlerin, darbelerin, siyasi, sosyal, ekonomik nice krizlerin milletin gönlünde açtığı yaraların bulunduğunu ifade etti.

“Bu öyle bir dönem ki ancak şairlerin diliyle anlatılabilir. Bakınız bir şairimiz eski Türkiye’nin Anadolu’sunu nasıl anlatmış” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yavuz Bülent Bakiler’in “Anadolu” şiirini şöyle okudu:

“Ben Anadolu’yum/ Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç/ Şükrederek kalktığım sofralarımda/ Ya soğan ekmek olur yahut bulamaç/ Hastalarım ölüm yataklarında/ Ne doktor yüzü gördüm ne ilaç/ Zaman zaman nankör çıktı, büyütüp okuttuğum/ Gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç/ Devlet denince hep vergi geldi aklıma/ Jandarma deyince kırbaç/ En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti/ Üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç/ Gittim, yiğitçe döğüştüm gaza meydanlarında/ Ne tak-ı zaferler istedim ne taç/ Savaşta çiğnetmedim hilali düşmanlara/ Barışta düştü üstüme gölge gölge haç/ Yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ alın terine muhtaç/ Ben Anadolu’yum, acılı, mahzun/ Bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç.”

AKP MİLLETVEKİLİ, İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU'DA SERT KONUŞTU

AK Parti'den İstanbul milletvekili seçilen Soylu, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Hemşehri Dernekleri Buluşması"ndaki konuşmasında, tarihin en önemli dönemlerinden birinin gerçekleştiğini söyledi.

Soylu, Türkiye'nin altyapısını gerçekleştirdiğini, özellikle 21. yüzyılın başından itibaren bu konuda güçlü bir adım attığını dile getirerek, "Etrafımızdaki birçok sıkıntıya, dünyada yaşanan birçok dalgalanmaya, krize rağmen Türkiye yoluna devam etmektedir. Bunu sağlarken, bunu gerçekleştirirken elbette ki Türkiye büyük sınamalardan, imtihanlardan ve büyük sınavlardan geçmektedir." diye konuştu.

"Konuşan Kandil, Murat Karayılan, FETÖ'nün ağızları, Biden ve Avrupa'nın dergileri olmuştur"

14 Mayıs'taki seçimin sadece cumhurbaşkanı ve Meclis tablosunun belirlenmesiyle ilgili olmadığı vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

"14 Mayıs'taki seçim, esas itibariyle Türkiye'de çok uzun zamandan beri, Türkiye üzerine vesayet koymaya çalışanlara karşı, millilik ve yerlilik anlayışını ortaya koymaya çalışanlarla karşı karşıya bir mücadelenin sonucu olarak değerlendirildi. Eski seçimleri biliriz. Eski seçimlerde konuşanlar hep belli olmuştur, rahmetli Özal, rahmetli Demirel, rahmetli Erbakan, rahmetli Ecevit, rahmetli Türkeş... Bunlar hep Türkiye adına bir şeyler söylemeye çalışmışlardır. Ama 14 Mayıs seçimlerinde hep beraber gördük ki konuşan Kandil, Murat Karayılan, FETÖ'nün ağızları, Biden ve Avrupa'nın dergileri olmuştur."

Esas itibariyle bambaşka bir seçim tablosuyla karşı karşıya bırakıldıklarını vurgulayan Soylu, "14 Mayıs'a giderken bize verdikleri mesaj, 'Bir 14 Mayıs'ınızı 10 yılda sona erdirdik.' mesajıdır. Yani bize demek istemişlerdir ki, '14 Mayıs 1950'de rahmetli Menderes iktidara geldi ama 10 yıl ancak dayanabildi.' Bugün milletin verdiği mesaj da 14 Mayıs'ta biraz önce bahsettiğim bütün tablolara, bütün köşelere, bütün kişilere verdiği mesaj açık ve net olmuştur. 'Siz 10 yılda bir 14 Mayıs'ı bitirdiniz, biz yeni bir 14 Mayıs'ın altına imza atıyoruz ve bunu yüzyıl devam ettireceğiz.' diyen bir millet iradesi ortaya konulmuştur." şeklinde konuştu.

Tarihin en güvenli, huzurlu ve çok partili hayatın en güzel seçimlerinden birisini gerçekleştirdiklerini ifade eden Soylu, bir seçimin demokrasi şölenine nasıl dönüştürüldüğünü hep beraber ortaya koyduklarını kaydetti.

"Hiç kimse emeğini yedirmesin"

Konuşmasında Millet İttifakı'nın seçim sürecindeki söylemlerine işaret eden Soylu, şunları dile getirdi:

"Seçime giderken 'Çalacaklar' dediler, 'Seçim akşamını büyük bir gerginliğe dönüştüreceğiz.' dediler. Dediler ki, 'Bunlar çalarak iktidara geliyorlar.' Her seçim sandığında karşı tarafın her türlü adayı vardı. Bu kadar Türk demokrasisine iftira atmayı, bu kadar kendi milletine iftira atmayı, bu kadar kendi devletine iftira atmayı seven başka bir grup görmedim. Burada, hepinizin huzurunda söylüyorum, hiç kimse emeğini yedirmesin. Bu seçimde 'Çalacaklar' diyenler eğer ispat etmezlerse... Ne söyleyeceğimi biliyorsunuz da burada durayım. Onu ispat etmek zorundalar. Her okulda avukatları vardı, her sandık kurulunda tacizkarları vardı ve sabahtan akşama kadar orada insanları, seçmenleri, yaşlıları, gençleri, her birini taciz ettiler."

Soylu, Türk demokrasi tarihinin en önemli ve en güzel sonucunu kabul etmeyenlere elbette milletin 28 Mayıs'ta cevap vereceğini ifade etti.

Sıradan bir seçim yaşamadıklarını, 28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanı Seçimi ikinci turunun da sıradan bir seçim olmayacağını dile getiren Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülkede birçok meselenin, devrimin, değişimin altına imza attığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 25 yıldır bu ülkeye hizmet ettiğini aktaran Soylu, katılımcılara seslenerek, "Bu 8 günde, Tayyip Erdoğan'ın devletine ve milletine sadık çalıştığına inanıyorsanız, 8 gün boyunca durmayın, gayret edin, çalışın ve Tayyip Erdoğan'ı Türkiye'de hem cumhurbaşkanı yapın hem de kimsenin söz söylemeyeceği bir anlayışla karşı karşıya bırakın." dedi.

Çocukluğundan beri siyasetin içinde olduğunu aktaran Soylu, hayatında hiç bu kadar çalışmadığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a vefa borcunu ödeyebilmek için bu millet, ülke, devlet ve gelecek nesiller adına çalıştığını vurguladı.