Kişiliğimizin asıl sorumlusu olan çocukluğumuz,



Çocuk anne karnındayken her şeyi hisseder. O halde yapılan dualar, iyi ve güzel davranışlar, aile huzuru, Yaratanın rızasının gözetildiği ve prensiplerinin uygulandığı bir ortam a doğan bebek, daha sağlıklı bir birey, daha yanlışsız bir hayat sürecektir.

Çocuk terbiyesinde “en iyi yöntem” diye bir şey yoktur. Çünkü her insan farklı yaradıtılmıştır. Çocuğun hassasiyeti, mizacı, kalıtımsal özellikleri, çevresi farklıdır. Kardeşler arasında bile farklılıklar görürüz. Birimiz anne babadan korktuğumuz veya saygı duyduğumuz için itaat eder, diğerimiz daha sorumsuz olabilir. O yüzden, eğitim bireysel özellik taşır.


Anne karnındayken çevreye duyarlı, sesleri algılayabilen, annenin ruh haline göre şekil alan, damak tadı oluşan bebeğin her güzel şeyi algılıyorken, çirkin olan şeyleri de algıladığını unutmamalıyız.

İslam âlimlerine göre; 0-6 yaşta “Telkin”,7-10 yaşta “Teşvik”,10-14 yaşta “İkaz” dönemi olarak sınıflandırmışlar.
0-6 Yaş zihinsel ve manevi eğitim açısından önemli bir dönemdir. Bu dönemi çocuklar anne ile geçirdikleri için annenin her davranışı, söylediği her sözü çocuğun kişiliğinde yer edinmeye başlar. Bu dönemi sevgi ve güvenle yapılandırmalı, hal ve hareketlerimize son derece dikkat etmeli, merhamet, hoşgörü, sevgiyle donatılmış bir çevre sunmalıyız.

Manevi ve dini eğitime önem vermeli. Çünkü bizim dinimiz yalanı, haramı, hırsızlığı, küfrü, iftirayı, komşusu açken tok yatmamayı, yaratılanı yaratandan ötürü sevmeyi... Emretmiştir. O halde en güzel ve en doğru eğitim yöntem ve stratejileri bizim dinimizde zaten var. Tüm bunları baskı ve zorlama veya telkin, nasihat yerine yaşayarak öğretebiliriz.

Çocuğumuza güzel ahlak adına her halimizle nasıl örnek olabiliriz. Mesela; sokağa çıktığında yere çöp atılmaması gerektiğini, hayvanlara zarar vermemesini, misafir geldiğinde nasıl davranması gerektiğini, yaşlılara yardımı, saygıyı, komşu veya yakın akrabalarımızla münasebetlerimizin güzel olmasını yaşayarak ve yaşatarak öğretebiliriz.

Sadece çocuğun yanında kalıp onun temel ihtiyaçları olarak bildiğimiz fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması (alt temizliği, besleme, temizlik), çocuk için yetmez. Onun kaliteli zaman geçirmeye ihtiyacı vardır. Zaman kısa, her şeyi sindirerek öğrenmelerini istiyorsak zamana bırakmadan zamanı çalmalıyız.

Bütün gece uyumamış, anneyi de uyutmamış bir yavrucak, sabaha karşı uykuya yenik düşmüştü. Annenin de normalde hemen uyumasını bekliyordum. Belki biraz sonra tekrar uyanacaktı.

Ama anne uykuyu bir kayıp sayıyor olmalıydı ki, uyuyan çocuğunun yüzüne kızgınlık yerine öyle güzel, öyle muhabbetli, öyle sevgi dolu, çocuğuna doyamayan bakmaya kıyamayan gözlerle seyre dalmıştı ki, onun bu halini gören “yok böyle bir sevgi” derdi.
Babalara haksızlık olmasın lütfen, ANNE=SEVGİ,
Sonsuz sevgi ve selamlarımla, AYŞE BAY