Memur maaşlarına yapılan zamlar tartışmalara neden oldu. İktidar TUİK'in açıkladığı enflasyon oranına göre zam yapıldığını ibelirtirken, muhalefet partileri, TÜİK'in yaptığı enflasyon açıklamasının mevcuttan düşük olduğunu, yapılan zammında TÜİK açıklaması oranında olmadığını öne sürdü. Cumhuriyet Halk Partisi memur maaş zamları için sendikalara çağrıda bulunarak Mahkemeye gitmeleri önerisinde bulundu. CHP’li Özgür Özel' düzenlediği basın toplantısında memur ve emekli maaş zamları için sendikalara çağrıda bulunarak, konuyu mahkemeye taşımalarını istedi. Özel, zamların yeterli olmadığına dikkat çekti. 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’de gündemde yer alan konulara ilişkin düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Özelin gündeminde öncelikle Hazine Bakanı ve memur ve emekli maaşlarına yapılan zam vardı. 

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “enflasyon düşüş eğilimine girdi” yönündeki ifadelerini eleştiren Özel, “Bir süre daha enflasyon artmaya ve ciddi şekilde artmaya devam edecek. Eğer doğrular yapılırsa, bir yerde dengelenebilir. Dengelendiği yer, fiyatların düştüğü değil, artışın yüzde 110’larda seyrettiği bir yere gelecek. Çok dikkat etmek, bugünden tedbir almak gerekiyor” dedi. “Bütün dünyada enflasyon var” yönündeki açıklamaları eleştiren Özel; sadece Suriye, Venezuela, Zimbabve, Sudan ve Lübnan’da Türkiye’den yüksek enflasyonunu olduğunu ve bu ülkelerin iç savaş ve kargaşa içinde olduklarını aktardı.

Özel, “Devlet memurunun cebinden para çalma operasyonunu sizlerin, vatandaşların bilgisine sunmak istiyorum” dedi, “gerçek” ve “maliye” başlıkları ile ikiye böldüğü tablo üzerinden şunları anlattı:

“Bir numarayla, devlet memurlarının cebine girecek paranın, Maliye’nin matematik şeytanlığı ile nasıl alındığını göstereceğim. Yıl başında devlet memurları yüzde 7 buçuk zam verildi. Enflasyon farkı verilecek. Enflasyon kaç? TÜİK açıkladı, 42,35. Ne yapmak lazım? 42,35’ten verilen zammı düşürüp, 34,85’i vereceksin. Var mı bunun başka bir hesabı? Bunu yapınca yüzde 44,29 zam yapman gerekiyor, memurlara. Yüzde 7 ikinci altı ayın zammı da var. Yüzde 7 buçuk birinci altı ayın zammı, enflasyon burada, enflasyondan birinci altı aydan yüzde 7 buçuğu çıkaracaksın; yüzde 34,85. İkinci altı ay için yüzde 7 öngörmüştü, toplu sözleşme, onu ilave edeceksin, yüzde 44,29 zammını verip geçeceksin, normal hesap bu.

Ama bizim Maliye, enflasyondan 7 buçuğu düşüp, enflasyon farkı vermek yerine; enflasyonda yüzde 7 buçuk düşüş uygulayıp, 34,85 yerine 32,42 bir rakam buluyor. Enflasyondan verilen zammı düşüp, enflasyon farkı hesaplamak yerine; enflasyona yüzde 7 buçuk zam indirimi yapıp, yüzde 32,42 buluyor. Bu 32,42 üzerinden hesap yapıyorlar. Böylelikle, ikinci altı ayın yüzde 7’sinin ilavesi ile 44,29 olacakken; yüzde 41,69 diye bir rakam buluyorlar.

Ne oluyor? Üniversite mezunu yeni memur 6 bin 834 lira alıyordu. Kendisine gerçek hesaplama ile 9 bin 890 lira maaş ödeyeceğimize Maliye’nin hesabı ile 9 bin 707 lira maaş ödüyoruz. Ve 183 lira her maaşından para çalınıyor. Bu rakam 1’in 4’ü öğretmen için aylık 231 lira, başkomiser için 296 lira, 8’in 1’i polis memurunda 258 lira, hemşirede 222 lira, araştırma görevlisinde 285 lira; her ay ceplerine girecek maaş hesap oyunu ile ceplerinden alınıyor. Toplu sözleşmeye imzayı kim attı?

Bir tarafta bakan var, bir tarafta Memur-Sen’in genel başkanı Ali Yalçın. Ali Bey, şuna bir bakın. Böyle hesap olur mu? İlk yapılacak iş, Bakan’dan randevuyu alsınlar, bu hesabı yapsınlar. Enflasyon farkı böyle mi verilir? Diğer memur sendikalarına çağrımız. Bir an önce hemen mahkemeye gidin. Bilirkişi isteyin, hesabı yaptırın. 34,85 enflasyon farkı verileceğine, yüzde 32 enflasyon farkı vereceğiz diyorlar. Arada ne çıkıyor? Memurlar çırak çıkıyor. 44 nerede, 41, 69 nerede? Polis memuru kardeşimin cebine girecek para 258 lira, hemşire kardeşimin cebine girecek para 222 lira azalıyor. Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa.

Ayrıca bir diğer eksiklik. İyi niyet olsa bu artışlar yapılırken gelir vergisi dilimlerinin de güncellenmesi lazımdı. Şimdi ne oluyor? Yüzde 20 gelir vergisine girenler, bu zamdan sonra yüzde 27’ye giriyor. Bu gelir vergisi dilimlerine de enflasyon oranında artış yapsa, memurun ödeyeceği vergi artmaz. Bunun kabul edilebilir tarafı yoktur.”

"DEVLETİN ÇİVİSİ ÇIKTI"

Anadolu Grubu'nun 1.8 milyarlık, "Bi-Fikir" i var Anadolu Grubu'nun 1.8 milyarlık, "Bi-Fikir" i var

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in “Açlık sınırının 6 bin lira olduğunu kim söylüyor?” ifadelerine Özel, “İmzaları atarken fıkır fıkır konuştuğunuz Türk-İş söylüyor. Siz 6 bin liranın altında hesapladıysanız, nasıl hesapladınız açıklayın. 4 kişilik bir aileye göre yapılıyor. Bunun içinde ev kirası var, elektrik parası var, doğal gaz ya da tüp var; giyim kuşam var, işe okula gitmek için yol parası var, var oğlu var. Açlık sınırı diyor, Türkiye’de 4 bin lira diyor. Ama bu 6 bin liraya, açlık sınırı değil demek, vicdansızlık. Bu hesaba göre sen yoksul değilsin de elbette 20 bin liranın altında geliri olan aileler zengin aileler değil. Orta direk çöktü diye o yüzden söylüyoruz. Yoksulluk, zenginlik; rakamlarla değil hissedilerek yaşanan bir şey” tepkisini gösterdi.

Özel, internet medyası ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifinin görüşmelerinin 1 Ekim’e bırakılması ile ilgili şunları söyledi:

“Sansür yasasının 1 Ekim’e kalmış olmasını son derece önemsiyoruz. Ama esas çağrımız şu: Bu ‘dezenformasyon’ diye ifade ettikleri sansür yasası geldiğinde; gazeteci meslek örgütleri bizleri ziyaret ettiğinde demiştik ki: ‘Basın İlan Kurumu ile ilgili sarı basın kartları ile ilgili düzenlemelerin geçerlilik tarihi 1 Ocak 2023. Bunu ekim ayına bırakın ve yazı gazeteci meslek örgütleri ile bu konuyu çalışma ile geçirin’ dedik. Şimdi bırakılmış olmasını önemsiyoruz. Ama bütün yazı, ağustos böceği gibi geçirirse Cumhur İttifakı ve 1 Ekim’de ‘dediğim dedik, çaldığım düdük’ derlerse o zaman bu ertelemenin hiçbir kıymeti olmaz. O yüzden gazetecilerin örgütleri ile ve toplumun tüm kesimleri ile hatta muhalefet partileri ile bu konunun istişare edilmesi gerektiğini, dünyadaki iyi örneklerin incelenmesi gerektiğini ve bu sansüre varan kısıtlamaların, kimin gazetecilik yapacağına yürütmenin atadığı bir kişinin karar vermesinin doğru olmadığını söylüyoruz. Bu üç aylık sürenin, kanunun içeriğinde özlü ve iyiye doğru değişiklikler yapılması için değerlendirilmesi gerektiğini söylüyoruz. Üzerimize ne düşerse, CHP olarak buna da varız.”

“DODURGA’YA BAKIP TÜRKİYE’DE DURUMUMUZ İYİDİR SANIYORLARSA, SANMAYA DEVAM ETSİNLER”

Çankırı Dodurga seçimlerinin sonuçları ile ilgili olarak da Özel, şöyle konuştu:

“Mahalle yapılan beldelerin yeniden açılması lazım. Dodurgalıların mücadelesi önemliydi. Muhtarın aday olması ve belediye başkanı seçilmesi önemlidir. Dodurga’ya hayırlı olsun sonuçlar. Cumhur İttifakı’nın Dodurga sonuçları üzerinden bir umut kendisine devşirmesini tebessümle izliyoruz. Cumhur İttifakı’nın ne hallere düşmüş olduğunu görmek açısından da önemsiyoruz. Son il genel meclisi seçimlerinde yüzde 91 oy aldıkları Dodurga’da, şimdi yüzde 87 oy almışlar. Biz, ‘Dodurga’da geriye gittiniz’ demeyeceğiz ama; bunlar Dodurga’ya bakıp Türkiye’de durumumuz iyidir sanıyorlarsa, sanmaya devam etsinler. Dodurga seçimleri üzerinden Cumhur İttifakı’nın zafer naraları atıyor olmasını; içinde bulundukları çaresizliğe ve muhtaç oldukları morali beldelerini geri alan Dodurgalıların atmış oldukları oylara bağlıyorlarsa böyle sevinmeye devam etsinler. Son gülen iyi gülecektir.”

"ÇİLLER HÜKÜMETİNE GİTTİ İŞ"

Özel, TÜİK’in dün açıkladığı enflasyon rakamları ile ilgili olarak da şunları söyledi:

“Türkiye’de bir Tayyip Erdoğan’ı üzmeyen istatistik kurumu var, TÜİK. Bir de halkın gerçek enflasyonu var. Enflasyon Araştırma Grubu diye bağımsız bir kuruluş da var. İkisinin arasında da bir uçurum var. Vatandaş hangisine inansın? Vatandaş pazarda, markette, sokakta ne görüyorsa ona inansın. Biz vatandaşın gerçek enflasyonu meselesini vatandaşa bırakıyoruz, ama şöyle bir sorun var. Herkes maaşlarına yapılan zammı, işte asgari ücret düzenlemesi bu enflasyon oranı yüzde 42 kabul edilerek ve kabul edilemeyecek şekilde yüzde 30’da anlaştılar. Oysa bu yılın ilk altı aylık enflasyonu, yüzde 90 gerçek enflasyon ilan edilseydi; herhalde yüzde 30’a imza atarken ‘başımıza bir şey gelmesin’ diye endişelenen sendika başkanı, 40 iken 30’a imza atan, herhalde 90 iken 30’a imza atmayacaktı.

TÜİK’in bu rakamlar üzerinde yapmış olduğu manipülasyon, herkesin cebinden parayı çalıyor. Herkesin cebine girmesi gerekeni birileri hesaplarla oynayarak alıyor. İşte işin bu tarafı affedilebilir değildir. TÜİK sadece rakamlardan oluşan bir kurum değil ki… Herkesin alacağı maaş zammının belirlenmesini sağlayan bir kuruluştur. Yapmış oldukları büyük bir haksızlıktır, kul hakkıdır. Herkesin cebine girecek maaşa engel olmaktadırlar.

TÜFE yine TÜİK’e göre en son 1998’de bu rakamdaydı. 1998’den beri en yüksek enflasyondayız. AK Parti geldiğinde, yüzde 29’du. AK Parti, yüzde 29’dan devraldı üçlü koalisyondan. O enflasyon bugün  geldiği noktada yüzde 78,6. Üretici fiyatlarındaki enflasyon yüzde 138. Bundan 328 ay önce şubat 95’te bu noktadaydı. 2002’de AK Parti geldiğinde yüzde 30’du. Artık kendi dönemlerini bırakın, üçlü koalisyonu bırakın, ondan önceki Anasol-D hükümetlerine falan gitti iş. Çiller hükümetine gitti iş. Çiller’in krizli günlerinin noktalarındayız. Bir beceriksiz yönetim noktasındayız.”

Editör: TE Bilişim