Kişilik yaşam boyu süren bir olgudur, bir yaş sınırı yoktur. Fakat kişiliğin temeli çocuk yaşta atılır. Burada 0,6yaş önemlidir. Bu yaşlar arasındaki kazanımlar ileriki yıllarda bizim temel davranış kalıplarımızı oluşturur.

Bu dönem çocuğun en çok bakıma ihtiyaç duyduğu dönemdir. Dolayısıyla çocuğun bakımını üstlenen kim varsa çocuk onu model alır. Hayata dair hiçbir şey bilmiyor çünkü. Her şeyi karşısındakinden öğrenmekten başka çaresi yoktur.

Genlerden gelen karakteristik yapıyı, çevreden gördüğü ile birleştirip yaşam biçimine dönüştürür. Mesela “ aynı babası gibi, bütün huylarıyla aynı anneye çekmiş “ deriz bazen.

Çocuğumuz yalan söylediğinde üzülürüz, çevresine şiddet uygularsa üzülürüz, canlıya şefkat göstermezse üzülürüz. V.b.
Eğer çocuk çevresine güvenebilseydi yalana başvurmaz, yalanı öğrenme ihtiyacı olmazdı. Doğruları söylediğinde annesinin kızmayacağından, babanın dövmeyeceğinden emin değilse çocuk yalan söyler.

Tembihlerimiz sert olmamalı .” Yalan konuştuğunu bi duyarsam, gebertirim seni “ diyen anne baba çok görmüşüzdür. Çocuk, doğal olarak yanlışı çok yapacak. Çünkü hiçbir şey bilmiyor, öğrenmesi lazım. Her denemesi hatalı sonuçlanabilir. Her hata da anne babayı öfkelendiriyorsa çocuk öfkeye maruz kalmamak için yalan söyleyecektir.

Baskılar, yanlışların çoğalmasına sebep olur. Çocuk sürekli, savunma mekanizmalarına başvurur ve gittikçe savunmalar kişiliğinde yer edinmeye başlar. Aile disiplinde aşırıya kaçmamalı. Biraz hoşgörünün, sevginin, saygınını ve demokrasinin olduğu bir ortam oluşturmalı. Çocuğun kendini ifade etmesine izin vermeli.

Çocuk korkmamalı, sevmediği şeyi söyleyebilmeli. Eğer çocuk söylemek istediğini söylemekte çekingen olursa kişilik bozukluğu süreci başlayabilir. Olayları saptırır, yanlışlara başvurur. Ailem üzülmesin veya bana kızmasınlar diye yeni bir maskeye bürünme ihtiyacı hisseder ki bu da, kişiliğinin bozulması sürecini başlatır.

Aşırı hoşgörülü de olmamalı. Bazen bilerek problem durumla baş başa bırakmalıyız çocuğu. Mücadele etmeyi öğrensin, başarmanın tadına varsın, başaramadığını görsün. Aile sonucu ne olursa olsun çocuğun yanında durmalı, bu nu da ona hissettirmeli.

Saygılar, hürmetler
AYŞE ARSLAN BAY
Okul Öncesi Öğretmeni/Uzman Özel Eğitimci