Cumhuriyetin ilk asrının son yılına girildiğinin altını çizerek sözlerine başlayan Davutoğlu, “Her yıl zordu ama emin olun hiçbir yıl içine girdiğimiz bir asrın son yılı kadar kritik olmadı. Hiçbir seçim önümüzdeki seçim kadar belirleyici olmadı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında bir otoriter düzeni yapısal nitelik kazanarak kemikleşmesi riski ile karşı karşıyayız.” Şeklinde konuştu.

YOLSUZLUĞUN TANIMI KALDI MI?

Eskiden de yolsuzluklar yapıldığını, ancak bu yolsuzlukların kişisel olduğuna ve günü geldiğinde millet kaynaklarını hortumlayanların hesaba çekileceğine inandıklarını belirten Davutoğlu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında son derece otoriter bir yolsuzluk düzeni inşa edildiğini ve yolsuzluğun tanımı kalmadığını ifade etti.

Davutoğlu, yüzyıl içerisinde birçok ekonomik kriz ve yolsuzluk gördüklerini belirterek, “Başımızı iki elimizin arasına alarak basiretle ‘Nereye gidiyoruz’ sorusuna sorarak tercihler yapmak zorunda olduğumuz zor ama çok zor bir yıla giriyoruz. Sadece ülkemiz değil dünya da zor bir dönemecin eşiğinde. Aynen Cumhuriyetimizin ilk çeyrek asrında iki cihan savaşı arasında olduğu gibi uluslararası sistem ve hukuk felç olmuş durumda.” diye konuştu.

KRİZLERE HAZIRLIKLI MIYIZ?

Hayatın ve tarihi akışın doğal ürünlerinin krizler olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Önemli olan bu krizlere hazırlıklı olup olmadığınızdır. Böylesi bir hazırlığın üç temel unsuru vardır: Devlet kaynaklarının imkan ve kapasitesi, milletin refah düzeyi ve kurumların krizlere refleks gösterme kabiliyeti. Eğer devletinizin hazinesi, kamu kaynakları kriz dönemlerinde halkın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde ise bu krizlerin ortaya çıkarabileceği maliyetler karşılanır ve kriz en az hasarla atlatılır.” dedi.

BAŞÖRTÜNÜ REFERANDUMA GÖTÜRME

Konuşmasında kazanımların korunmasının herkesin hak ve hukukunu koruyan bir sistemle mümkün olabileceğini söyleyen Davutoğlu, başörtüsü düzenlemesi hakkında ise iktidarın TBMM’nde tam bir mutabakat ile çıkabilecek bir düzenlemeyi referanduma götürerek istismar etme derdinde olduğunu kaydetti. ‘’Teklifin sahibi olan ana muhalefet partisi ile görüşerek sorunu TBMM’nde külliyen çözmek yerine başkaları görüştüğünde terörle işbirliği diye suçladığı HDP’ye heyet göndermek neyin nesi Allah aşkına?’’ diye soran Davutoğlu kulak vermeyeceğini bildiği halde Sayın Erdoğan’a bir kez daha seslenmek istediğini söyledi ve açıklamalarına ‘’ Yapma Sayın Erdoğan. Başörtüsünü referanduma götürme. Bu onur sembolünü rakamlara kurban etme” şeklinde devam etti.

CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMININ BİLEŞTİRCİ ROLÜNÜ HATIRLA

Başörtüsünün bir gollük pas veya el yükseltme aracı olmadığının altını çizen Gelecek Partisi lideri, Cumhurbaşkanından bir kez olsun Cumhurbaşkanlığı makamının birleştirici rolünü hatırlamasını ve hiçbir ayrım yapmadan bütün parti liderlerini bir akşam yemeğine davet etmesi ve onlardan bu düzenleme için destek istemesi çağrısında bulundu ve TBMM’den tam mutabakatla çıkması kesin olan bu yasal veya anayasal düzenlemeyi referanduma götürmenin insan hak ve özgürlüklerini ve manevi değerleri sınamaya sokmak olacağını sözlerin ilave etti.

KADÜK HALE GETİRDİĞİNİZ HEDEFLERİ YENİ DİYE MİLLETE YUTTURMAYIN

Erdoğan seçim beyannamesinde yine 'Yatay Mimari' dedi Erdoğan seçim beyannamesinde yine 'Yatay Mimari' dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin Yüzyılı ile ilgili açıklamalarına da atıfta bulunan Davutoğlu, “ Yeni yüzyıl, bütün bu efsunlu kelimelerin yüzyılı olacakmış. Yandaş medyaya bakarsanız Erdoğan yepyeni şeyler söylemiş. Şaşırtmaya da devam edecekmiş. Allah aşkına sorarım sizlere, Neydi yeni olan bu konuşmada? 2011 yılında vaad ettiğiniz ama 2016’dan beri ürettiğiniz saçma sapan politikalarla kadük hale getirdiğiniz hedefleri, şimdi ‘yeni’ diye millete yutturmaya çalışıyorsunuz.’’ Dedi.

BAHÇELİ, ERDOĞAN VE AK PARTİYE AYAR VERİYOR

Millet derin sorunlarla boğuşurken iktidar ortaklarının birbirlerine ayar vermekle meşgul olduğunu söyleyen Ahmet Davutoğlu, Bahçeli’nin tek taraflı olarak Erdoğan’a ve AK Parti’ye ayar verdiğinin altını çizdi. Erdoğan’ın her fırsatta koalisyonların kötülüklerinden dem vurduğunu, ancak bugün görülen Erdoğan-Bahçeli ortaklığının koalisyonların en kötüsü olduğunu belirten Davutoğlu, ‘’Dikkat edin Erdoğan-Bahçeli koalisyonu dedim AK Parti-MHP koalisyonu bile değil. AK Partili bakanlardan parti yetkililerinden kimin devam edeceğine kimin ayrılması gerektiğine Bahçeli karar veriyor.” Şeklinde konuştu.

GELECEK PARTİSİ HAYKIRIŞI TÜRKİYE’YE YENİ BİR NEFES OLACAKTIR

Davutoğlu, partisinin çalışmaları hakkında, “Tarihin bu kritik eşiğinde devletimiz, ülkemiz ve milletimiz sahipsiz değildir. Gelecek Partisi kadroları bu zor günlerde mevki, makam ve çıkar elde etmek için değil çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği için harekete geçmiştir. Umutların kesildiği yerde umut olmaya, çözümlerin sanıldığı yerde çözüm bulmaya, değerlerin kaybolduğu düşünüldüğü zamanda değerleri ihya etmeye geliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Gelecek Partisi haykırış sesinin, Türkiye’ye yeni bir nefes olacağını belirten Davutoğlu, “Gün zor şartların karamsarlığına kapılma günü değil yeni umut dalgaları oluşturma günüdür. Gün yoksulluğu ülkenin kaçınılmaz kaderi görme günü bereketli ülkemizin kaynaklarını refah için harekete geçirme günüdür. Gün yasaklar ve baskılar karşısında susma ve sinme günü değil, hakikati emin, gür sesle haykırma günüdür.” Diyerek sözlerine son verdi.

Editör: TE Bilişim