MHP lideri Bahçeli, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Bahçeli mesajında Anayasa'nın 2. maddesine dikkat çekerek "Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle mesaj yayımladı. Bahçeli; 15 Temmuz’un sıradan bir darbe teşebbüsü olmadığını vurguladığı mesajında, Anayasa'nın 2. maddesine dikkat çekti.

Devlet Bahçeli, "2’nci maddede ifade edildiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Milli ve üniter devlet yapımızın temelleri 1923'de atılmıştır." dedi.

Bahçeli'nin mesajı şu şekilde:

"BAŞTA TSK OLMAK ÜZERE TOPLUMUN HER KESİMİNE YAPILMIŞTIR"

15 Temmuz, zaman içinde TSK içinde habis ur gibi üreyen bir cuntanın, dar kadrolu bir avuç satılmış üniformalı alçağın başıbozuk saldırı ve suikast mekaniği de değildir. Konu yüzeysel ele alınacak bir konu hiç değildir.

Değildir, çünkü 15 Temmuz'da Türk milletine karşı yüzyıllara sari kapanmamış bir hesabın görülmesi hedeflenmiş; stratejik rotası kin, nefret ve öfkeyle çizilmiş tarihi nitelikli husumet ve huşunetin ölümcül vuruşu projelendirilmiştir. Hakikaten Türkiye ve Türk milleti son iki asrın en vahim, en vahşi, en vandal saldırı dalgasına maruz kalmıştır.
Ve bu saldırı başta TSK olmak üzere, hayatın her alanına, toplumun her kesimine zalim ve zehirli bir plan dahilinde yuvalanmış emperyalizmin kiralık maşaları eliyle yapılmıştır.

Zaman içinde palazlanan FETÖ, en sonunda Türk milletine silah çekmiştir. Anadolu'nun işgal ve istilası için adım adım yürüyen ve yürütülen hain bir projeyle Türk milletinin kendi yurdunda boğulması kurgulanmıştır.

"KÜRESEL KOMPLO KAHRAMANCA EZİLMİŞTİR"
Bahçeli, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, TBMM, emniyet ve MİT binalarının bombalanıp, vatandaşların üzerine ateş açıldığını hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:

Ancak imanla dolu kalpler ihanetle bezenmiş çürümüş bedenleri ülkemizin her yerinde cesaretle engellemiş ve nihayet etkisiz hale getirmiştir. Türk milletinin istiklal ve irade gücü FETÖ'cü canilere 15 Temmuz'u zindana çevirmiştir.

Milletimiz kendi kaderine, kendi geleceğine, kendi varlığına hamd olsun can pahasına sahip çıkmıştır. 251 vatan evladının kanı aziz vatan topraklarıyla karışmış ve hıyanete karşı inancın azametiyle adeta sur örmüştür.

15 Temmuz'da millet, zilleti mahvı perişan etmiştir. Milli iradeye sürülmek istenen kara leke yine milletimizin azim ve kararlığıyla temizlenmiş, küresel komplo ve kumpas kahramanca ezilmiştir.

"HUZUR CELLATLARININ SONU HER DAİM HÜSRAN OLACAK"

Unutmayalım ki, Halaskar Zabitanlar dönemi çok geride kalmıştır. İhtilaleler, muhtıralar, cunta devirleri tarihin çöplüğüne çoktan atılmış ve üzeri küllenmiştir.

Türk milletinin ortak geleceğinin temeli; kardeşlik, milli birlik, hukukun üstünlüğü ve demokratik onurdur.
Türkiye'mizin dayandığı zemin milli ve manevi ilkelere, tartışılmaz anayasal esaslara bağlıdır. Hiçbir çete, hiçbir paralel yapı, hiçbir terör örgütü, hiçbir darbe ve dağılma heveslisi mihrak bu zemini imha edemeyecek, nitekim huzur cellatlarının sonu her daim hüsran olacaktır.

"EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETE AİTTİR"

Bahçeli, Türkiye Cumhuriyetinin muazzam bir mücadelenin, muhteşem bir diriliş sürecinin eseri ve neticesi olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

Ve bu tarihi gerçeğin hiçe sayılması, yıpratılması veya inkar edilmesi vatana ve millete kast etmekle eşdeğer bir cürümdür. Türk milleti 30 Ekim 1918'den 9 Eylül 1922'ye kadar nice badire ve belaları yenerek bağımsızlığını elde etmiş, tarihsel yolculuğunu inançla sürdürmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti korsan bir devlet değildir. Türkiye Cumhuriyeti rüştünü ispat edememiş, hukukun ayaklar altında süründüğü yeni yetme çadır ve çukur devleti de değildir. Kaldı ki tam tersi bir eylem veya teşebbüse sessiz kalmamız, hepsinden mühimi büyük Türk milletinin müsaade etmesi akla ziyan, milli müktesebata aykırı bir haldir.

Yürürlükteki Anayasanın 2’nci maddesinde ifade edildiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Milli ve üniter devlet yapımızın temelleri 1923'de atılmıştır.

Egemenlik ise kayıtsız şartsız millete aittir. Bunun hilafına, buna aykırı her girişim, her düşünce, her hazırlık, her plan gayri meşru, gayri ahlaki, gayri hukukidir. Milli varlığımızın çatısı tarihin, kültürün ve demokrasinin erdem ve emanetleriyle örülmüştür. Geleceğimizin yol haritası milli iradenin şaşmaz, değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez demokratik telif haklarıyla çizilmiştir.

Hiçbir bahane, hiçbir gerekçe demokrasiden kopuşa, silahlı müdahale ve ara rejim özlemlerine dayanak teşkil edemeyecektir. Postal sesleri, tank paletlerinin gürültüleri demokrasinin sesini bastıramayacak, milli özlem ve tercihe üstünlük kuramayacaktır. Türk milleti demokraside karar kılmış, meşruiyet dairesinde kalarak iktidar değişiminin nasıl olacağını yıllar evvel belirlemiştir.

"DEMOKRASİ DIŞI MÜDAHALELER YIKIM GETİRMİŞTİR"

Bahçeli, seçimle gelenin muhakkak surette seçimle gitmesi gerektiğini kaydederek şu ifadeleri kullandı:

Milletin getirdiğini yine millet götürecektir. Başka bir yol, başka bir seçenek yoktur, olamayacaktır. Bu itibarla darbe denemeleri, darbeci hevesler, muhtıracı odaklar, cunta arayış ve çabaları ülkeye yapılacak en büyük kötülük ve düşmanlıktır.

Erken kalkanın darbe yaptığı, elinde silah olanın yönetime el koyduğu dönemler artık geride kalmıştır. Daha doğru bir ifadeyle kalmak zorundadır. Türkiye darbelerin ceremesini çok çekmiş, acı ve ağır faturalarına belirli aralıklarla katlanmak durumunda kalmıştır. Demokrasi dışı müdahaleler her defasında yıkım getirmiştir.

İhtilaller Türkiye'yi tarihin gerisine sürüklemiş, on yıllarımızı kaybettirmiştir. Demokrasiye ket vuran söylem, eylem ve her türlü girişim bu ülkenin hem önünü kapatmış, hem de ufkunu karartmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıldönümünde tertemiz bir sayfa açarak, yeni yüzyıla Türk milletinin mührünü vurmanın, çağın alnına milli birlik ve kardeşliğimizi altın harflerle yazmanın arayış ve amacıyla bütünleşmek yegane arzumuzdur. Bunu başarırsak bizi hiç kimse tutamaz. Bunu başarırsak Türkiye'nin önüne hiç kimse geçemez.

"15 TEMMUZ MUHAFAZA EDİLECEKTİR"

Bahçeli, 15 Temmuz'da vatan, millet ve devletin kurtulmasının yanında demokrasiyle milli birliğin de uçurumun kenarından döndüğünü dile getirerek şu ifadeleri kullandı:

Bu nedenle 15 Temmuz hem demokrasinin hem de milli birliğin günüdür ve elbette muhafaza edilecektir. Sanal ayrılıkların, bayağı kutuplaşmaların, demokrasimizi tahrip eden sakat ve sancılı teşebbüslerin raf ömrü artık dolmuştur. Kardeşliğimize hançer vurdurmayacağız, kaldı ki bu sorumluluk hepimizindir.

Demokrasimizi istismar ve ihanetle yıkmayı hedefleyenlere izin vermeyeceğiz, nitekim bu görev herkesindir. Bilhassa devlet içine sızan, hukuk dışı hiyerarşik bağlantı içinde olan hiçbir grup, oluşum, yapı ve organizasyona fırsat verilmemeli, devlet-i ebed müddet ile millet-i ebed müddet namus gibi korunmalıdır.

Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü her türlü siyasi veya ideolojik mülahazanın üstünde görülmelidir.

Anayasal düzeni zor kullanarak ve silah yoluyla değiştirmeye heves edenlerin senaryolarını tamamen yırtıp atmak için bir olmak, beraber olmak, doğudan batıya, güneyden kuzeye büyük bir millet olduğumuzu dosta da düşmana da göstermek ihmali düşünülemeyecek bir sorumluluktur.

Türkiye bizimdir, herkes eşittir Türkiye'dir.