Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, altındağ Kültür Sarayı'nda düzenlenen AK Parti Kadın Kolları Kuruluşundan Bugüne MYK ve İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Mersin'de polisevine yönelik terör saldırısına ilişkin şunları kaydetti:

"İşte dün Mersin'de yaşanan hadiseyi gördük. İki terörist kadını kimler istismar ediyor, malum, parlamentoda olan parti. Adı parti ama dikkat edin terörist olarak kullandığı iki kadın kendilerini patlatıyorlar ve Mersin'de ölüyor. Bu ne vicdan, bu nasıl bir anlayış, nasıl bir beyin yıkama ameliyesi yaptınız ki bu iki kadın kendilerini batıl davanız için feda etti. Üstelik de polisevimizi imha etmeye çalışırken. Bunlar hangi yüzle bu milletin karşısına çıkıp kendilerini anlatacaklar? Hangi yüzle bunlar 'Biz Türk siyasi hayatında varız. Biz demokratız. Biz özgürlükçüyüz.' diyecekler? Hangi yüzle? İşte burada kadın kollarımıza sesleniyorum. Tabii bugüne kadar yüzlerce kadın bu batıl terör davası için kendilerini ne yaptı, yok etti. Biz kadınlarımızla milletimize hizmet etmenin gayreti içerisindeyiz. Dağ, taş, kar, kış demeden bunu yapıyoruz. Bunlar ise maalesef bu batıl dava için insanlarını yok ediyor, kadınları yok ediyor."

"Gelmeyin bu oyuna"

Eğitimden sağlığa, istihdamdan girişimciliğe kadar her alanda kadınların haklarını korumayı, onlara pozitif ayrımcılık yapmayı ilke edindiklerini belirten Erdoğan, "Öyle ki bugün yükseköğrenimde çağ nüfusuna göre kızlarımızın okullaşma oranı yüzde 49 iken, erkeklerde bu oran yüzde 40'ta kalıyor. Akademiden sağlığa pek çok alanda istihdamda kadın oranı yüzde 50'nin üzerine çıkmıştır. Sadece bu tablo dahi tek başına, yıllarca çeşitli bahanelerle okuldan, eğitimden, hayatın pek çok alanından uzak tutulmaya çalışılan kadınlarımızın, fırsat eşitliği temelinde ulaştığı yeri göstermeye yeterlidir." ifadelerini kullandı.

Kadını yok saymanın, insanlığın yarısından vazgeçmek olduğunu sürekli dile getirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ne diyor rahmetli Neşet Ertaş, 'Kadın insan, erkek insanoğlu.' Evet, kadını yok saymak, aileden üretime kadar insanlığın geleceğini oluşturan alanların tamamının içini boşaltmak demektir. Kadını yok saymak, Rabb'imizin 'kadınlar ve erkekler' diyerek beraberce muhatap aldığı insanlığın yaradılıştan gelen bütünlüğüne, haşa, karşı çıkmak demektir. Geçmişte kimi cehaletten kimi yanlış kabullerden kimi dış etkilerden kaynaklanan sebeplerle kadınlarımızın sıkıntılar çektiği, haklarını kullanmakta zorluklar yaşadığı elbette bir gerçektir. Sadece başörtüleri sebebiyle maalesef polis copları altında üniversite kapılarında kızlarımızın, analarıyla beraber inletildiği durumları herhalde yok sayamayız.

Bunları bu ülke yaşadı. Yaşadık. Kızlarımızın okul kapılarında neler çektiğini gayet iyi biliriz. Geldik, artık bu ülkenin hiçbir kurumunda başörtü sebebiyle kızlarımıza, kadınlarımıza zulmedilemez, o dönem bitti. Bunu biz başardık. Bu beşeri yanlışları, inancımıza ve kültürümüze mal etmek hem büyük bir haksızlık hem de büyük bir bühtandır. İşte şimdi CHP ne yapıyor? Bakıyorsunuz sembolik olarak her zamanki yaptığı gibi istismar. Birkaç tane başörtülüyü nereden buluyorsa buluyor. Geliyor yakasına bir rozet takıyor. 'Bak işte biz sizden yanayız, sizinle beraberiz.' Buradan o kardeşlerime de sesleniyorum. Gelmeyin bu oyuna. Sizin bu oyuna gelişiniz bilesiniz ki bu işi bu ülkede hakkıyla yapanlara da saygısızlık olur."

"Varsa yoksa aile"

Türkiye'nin 85 milyon vatandaşının kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, her bireyinin gücüne, enerjisine, emeğine, gayretine ihtiyacı olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Milli Mücadele'de kucağında çocuğuyla cepheye malzeme taşıyan kadınımızdaki ruh ve bilinç neyse, bugün evinde, iş yerinde hayatın farklı alanlarında kendisi, ailesi, ülkesi, milleti için çalışan, üreten kadınlarımızın gayreti de aynıdır. Esasen bizim ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri, kadınlarımızı destekleyerek, hayatın her alanında haklarını alabilmelerini sağlamak, onlara öz güven kazandırmak olmuştur, işte biz bunu başardık. Elbette bazı alanlarda hala eksiklere, aksaklıklara rastlanabilir. Özellikle aile yapısının korunması, çocuğun sağlıklı gelişiminde kadının rolü konusunda katetmemiz gereken mesafe olduğunu biliyoruz.

Gündemdeki diğer meseleler çözüldükçe, bu konularda daha fazla ve yoğun gayret gösterme imkanına kavuşuyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemi, aile merkezli sosyal yapının güçlendirilmesi dönemi haline getireceğiz. Çünkü varsa yoksa aile. Güçlü olmayan ailede, milleti güçlü kılamazsınız ama ailelerimiz güçlü olursa Allah'ın izniyle millet de güçlü demektir. Batı'nın yaşadığı ve topyekun geleceğini tehdit edecek düzeye çıkan sıkıntıların temelinde, aile müessesesinin aşınması ve dağılmasının yer aldığını görüyoruz. Bunun için, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası vizyonumuzu, ailenin korunması ve geliştirilmesi hassasiyetiyle birlikte yürütmekte kararlıyız. Bu konuda da en büyük desteği kadınlarımızdan alacağımıza inanıyorum."

Erdoğan, geçen 20 yılda Türkiye'yi asırlık eser ve hizmetlerle donatırken gözlerinin hep gelecekteki daha büyük hedeflerde olduğunu söyledi.

Bundan 11 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en iddialı Kalkınma Programı'nı milletle paylaştıklarını ifade eden Erdoğan, "Artık 2023'e bir adım mesafede olduğumuz şu dönemde yeni hedefimizi 2053 vizyonu çerçevesinde şekillendiriyoruz. Çünkü biz, bu milletin dertleriyle dertleniyor, hayalleriyle kendimize ufuk çiziyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, şu anda ekranları başında izleyenlere Başkent'ten seslendiğini belirterek, "Aziz milletim, lafta değil icraatta dertliyiz. Bizim derdimiz var, öyle lafla değil, laf ola beri gele değil, derdimiz var. Hep söylüyoruz Akif'in ifadesiyle 'Kenar-ı Dicle'de bir kurt kapsa koyunu, gelir de adl-i ilahi Ömer'den sorar onu.' Biz bu yolda böyle yürüdük, böyle yürüyoruz, böyle yürüyeceğiz." ifadesini kullandı.

Yunus Emre'nin "Her nereye bakarsan kendi yüzündür. Kimde ne görürsen kendi özündür" sözlerini dile getiren Erdoğan, "Biz, milletimize bakıyoruz ve onun hayallerini hayata geçirmenin mücadelesini veriyoruz. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal desteklere kadar yaptığımız her işi bu anlayışla yürütüyoruz." dedi.

Türkiye Aile Destek Programı

Erdoğan, yarın Ankara'nın 2'nci şehir hastanesinin açılışını yapacaklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Laf ola beri gele değil, Ankara'ya 2. şehir hastanesi, aynen birinci şehir hastanesi kadar büyük dev bir hastane. Her yönüyle modern ve inşallah inanıyorum ki bu saatten sonra Ankara'nın sağlıkta sorunu kalmayacaktır. Yarın saat 14.00'te açılışı yapacağız, hasta kabulleri de başladı."

Geçen haftalarda müjdesini verdikleri 500 bin sosyal konut, 250 bin konut arsası ve 50 bin iş yeri projesinin millet tarafından nasıl memnuniyetle karşılandığını hep beraber gördüklerini vurgulayan Erdoğan, "Dünkü Kabine Toplantımızın ardından açıkladığımız yeni sosyal yardım programlarını da yine bu yaklaşımla milletimize sunduk. Sosyal desteklerde ölçümüzü yoksulluk olmaktan çıkartarak, ihtiyaç ve hak temelli bir anlayışla ülkemizin imkanlarını her bir insanımızla paylaşacak kuşatıcı bir sistem kurduk. Bu sistemin en somut uygulamalarından biri de Türkiye Aile Destek Programı'dır." diye konuştu.

Bu programın bütçesini 25 milyar lira ilave ederek 40 milyar liraya çıkardıklarını hatırlatan Erdoğan, "Yaklaşık 2,5 milyon haneye ulaşacak programla 1 yıl boyunca çocukların ihtiyaçlarından, elektrik faturalarına kadar geniş bir yelpazede insanlarımıza destek olmayı hedefliyoruz." ifadesine yer verdi.

Son dakika... İktidarın Belediyelere SGK borcu baskısına Ekrem İmamoğlu'ndan çarpıcı yanıt Son dakika... İktidarın Belediyelere SGK borcu baskısına Ekrem İmamoğlu'ndan çarpıcı yanıt

Erdoğan, Türkiye'deki her 10 haneden birini kapsayacak "Türkiye Aile Destek Programı"nın, sosyal devlet ilkesinin şimdilik en üst aşaması olduğunu söyledi. Erdoğan, "Sosyal devletiz, sosyal devletin de gereğini işte bu adımla hayata geçiriyoruz." şeklinde konuştu.

"Gelirleri yılbaşında ciddi şekilde yükselteceğiz"

Küresel ekonomik krizin Türkiye'ye olan etkileri sebebiyle sıkıntı yaşayan her kesimi rahatlatacak adımları attıklarını ve atmayı da sürdüreceklerini belirten Erdoğan, "Asgari ücretten memur ve emekli maaşına kadar tüm kesimlerin gelirlerini yıl başında ciddi şekilde tekrar yükselterek, enflasyonun yol açtığı refah kaybını aşama aşama gidermekte kararlıyız." dedi.

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Kendileri bu ülke ve millet için tuğla üstüne tuğla koymadığı, herhangi bir meselede çözüm teklifi getirmediği, geleceğe dönük herhangi bir program sunmadığı halde ellerini ovuşturarak iktidar bekleyenleri inşallah 2023'te bir kez daha milletçe hüsrana uğratacağız. Emin olun 2023'te biz ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz ama muhalefet cephesinde epeyce bir isim zorunlu emekliliğe ayrılacak.

Bildiğiniz gibi 20 yıl içerisinde çok emekliliğe ayrılanlar oldu. Şimdi devamı geliyor, onlar da emekliye ayrılacaklar ama biz çok çalışacağız. Biz çok çalışalım ki emekliler kervanı yol alsın. Bu kifayetsiz muhterisleri önce kendi partileri tasfiye edecek, ardından da milletimiz hepsini siyaset arşivinin tozlu raflarına kaldıracak. Yeter ki biz önce kendi birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkalım. Bununla beraber, milletimizle aramızdaki gönül bağını güçlendirmek için gece gündüz çalışalım. Telefonları ihmal etmeyin, onlarla beraber çalışalım."