Özgür ALTUNCU-Özkan ARSLAN/İSTANBUL,(DHA) Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasının ardından bugün çok sayıda isim Cumhuriyet gazetesine destek ziyaretinde bulundu. TARIK AKAN: ÜZÜNTÜDEN PERİŞANIZ Gazeteye ilk olarak sanatçılar Rutkay Aziz ve Tarık Akan geldi. Akan," Dünyanın hiçbir yerinde devletin yapmış olduğu yanlışı yayınladı diye gazetecinin ceza alması görülmemiş birşeydir. Benim ülkemde yaşanıyor. Üzüntüden perişanız"dedi. "HEP Mİ BUNLARLA UĞRAYACAĞIZ" Zülfü Livaneli de destek ziyareti için gazetedeydi. Livaneli, kapıda gördüğü Turgut Kazan'a sarılırken, "Hep mi bunlarla uğraşacağız. Bütün hayat böyle mi geçecek" dedi. "PARMAKLIKLAR ARDINA KONULAN HABER ALMA HAKKIDIR" Basın konseyi üyeleri de sabah destek ziyaretinde bulundu. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, " Tarihe geçecek utanç kararıyla cezaevine yolladık onları. Cezaevine gidenler, iki gazeteci olabilir ama aslında demir parmaklık arasına konulmak istenilen bu halkın haber alma hakkıdır"diye konuştu. CHPLİLER DESTEK ZİYARETİNDE CHP'liler de kalabalık bir grup halinde Cumhuriyet Gazetesine geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, Milletvekilleri Barış Yarkadaş, Eren Erdem ve Mahmut Tanal ile CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın gazetenin Şişli'deki merkezine geldi. GAZETECİLİK YAPTIKLARI İÇİN TUTUKLANDILAR CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, Dündar ve Gül'ün tutuklandığı duruşmaya katıldığını hatırlatarak, " Orada nasıl bir tiyatronun sergilendiğini, nasıl bir tiyatronun oynandığını, sonucu belli olan oyunun nasıl 12 saat boyunca sürdürüldüğüne, hep birlikte şahit olduk. Ortada sadece gazetecilikten dolayı suçlamalar vardır. Can Dündar ve Erdem Gül, altını çizerek söylüyorum, gazetecilik yaptıkları için tutuklanmışlardır. Bu kırılma noktasıdır. İktidar önümüzdeki günlerde Suriye'ye yönelik saldırılarını artıracak ve savaşı yükseltecektir" diye konuştu. "ORTADA BİR DAVA YOK" CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem de " Anayasamızın bir temel prensi vardır. Der ki, 'bir yazılı basın organında yapılan haberden dolayı, 4 ayı geçme halinde dava açılamaz' 5.5, 6 ay olmuş ortada bir dava yok. İki insan gazetecilik yaptığı için, bu ülkenin insanlarını aydınlatma sorumluluğunu yerine getirdiği için, bu ülkenin kaynaklarını terör örgütlerine peşkeş çekenleri ifşa ettiği için yargılanmıştır" dedi. "TEK BİR KİŞİNİN HUKUKU KALDI"... CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu da " Bu ülkede zaten hukuk yoktu. Dolayısıyla hukuki değil benim söyleyeceklerim. Şu anda çiğneyeceğim herhangi bir kanun yok. Çünkü burası bir kanun ülkesi de değil, hukuk ülkesi de değil"diyerek başladığı konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: Şu anda bir vekil dokunulmazlığına sığınarak da bir konuşma yapmayacağım. Çünkü bu ülke kendi vekilini içeri atmış bir ülkedir. Ben sadece bir meslektaştan, bir meslektaşa ricada bulunmaya geldim. Ben mesleği icra ederken, daha bir sene öncesine kadar farkındaydım ki, bu ülkede hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku vardı. Ama bugün artık üstünlerin hukuku da kalmadı. Tek bir kişinin hukuku kaldı. O kişi adete kuş avlar gibi, armut toplar gibi, düşmanlarını, muhalefeti, özgür düşünceyi hedef alıyor. Tek tek avlıyor. Bizse gözüne far ışığı tutulmuş, fener ışığı tutulmuş Tavşanlar gibi felç olmuş halde seyrediyoruz. Tek tek kurbanlarımızı sayıyoruz. Tek tek onların acılarını yaşıyoruz, yaşatmaya çalışıyoruz. Gayet net, gayet açık. Can Dündar, Erdem Gül dışarı çıkana kadar, özgür olana kadar, özgürce yazıp çizmeye başlayana kadar, hergün ama her gün, hatırlatmak zorundayız. Siz, sizler, haber yapmak zorundasınız. Yorum yazmak zorundasınız, karikatür çizmek , fotoğraf çekmek , tweet atmak, artık elinizden ne gelirse. Bunlar yasaklanırsa tek tek gidip, sokak sokak, mahalle mahalle, ev ev dolaşıp, tek tek anlatmak zorundasınız. Sizin işiniz odur. Benim eski mesleğim. 35 yıl şerefle hizmet ettiğim meslek budur. Siz yılarsanız, siz yalandan, iftiradan korkarsanız, siz yazmazsanız, çizmezseniz, kaleminizi kendiniz kırarsanız, bugünler daha da karanlık olur. Bunların bir tek korkusu vardır. Bunlar küfürden korkmaz. Bunlar aydınlıktan korkar. Aydınlıktan korktukları için de Cumhuriyetten korkar. Cumhuriyetin adının geçtiği, kurumdan, kuruluştan, gazeteden korkar. O korkularının ecele faydası yok. Yeter ki siz üzerinize düşen sorumluluğu yerine getirin. Yeter ki siz haberden yorumdan, korkmayın, yılmayın...