CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, DSP’li eski yöneticilerin CHP’ye katılım töreninde yaptığı konuşmada “Bu bir aile buluşması, kardeşlerin kavuşmasıdır” dedi. Demokratik Sol Parti (DSP) eski yöneticileri, dün gerçekleştirilen bir törenle Cumhuriyet Halk Partisi’ne katıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, CHP’ye üyelik başvuruları kabul edilen DSP’li eski yöneticilere CHP rozeti taktı. Karayalçın, “Seçime 2 gün kala birlikte olmamız, bize verilen çok önemli bir moral destek. Yeniden bir araya geldik. Aynı partide aynı siyaseti bundan sonra hep birlikte yapacağız. Bu bir aile buluşması, kardeşlerin kavuşması” dedi. Seçime sayılı günler kala CHP’ye katılma kararı alan DSP’liler ise aldıkları karardan dolayı çok mutlu ve heyecanlı olduklarını ifade etti. CHP’nin ideolojisinin 3 temel kaynağa sahip olduğunu söyleyen Karayalçın, bunları su sözlerle açıkladı: “Birincisi; Atatürk ilke ve devrimleri, cumhuriyetin temel değerleridir. İkincisi; Sosyalist Enternasyonal’in kararlarıdır. Üçüncüsü de Anadolu ve Trakya’nın tarihi ve felsefi değerleridir. Ben de kendimi bu tanımlamanın ortaya koyduğu üçgenin içinde görmekteyim. Herhangi birimiz bu 3 ayaktan birine daha yakın olabiliriz. Hiç fark etmez. Yeter ki o üçgenin içinde olalım. Bunlar bizi biz yapan değerlerin bütünüdür ve geleceğimizdir. Eminim, siz de bu üçgenin herhangi bir yerinde kendinize yer bulacaksınız” dedi. Karayalçın, 2006 yılında Sosyal Demokrat Halk Partisi Genel Başkanı olduğu dönemde Bülent Ecevit ile yaptığı son görüşmeyi de katılımcılarla paylaştı. Karayalçın, Bülent Ecevit’in sosyal demokrat solun bir araya gelmesi gerektiğine ilişkin açıklamalarının ardından kendisiyle yaklaşık 3 buçuk saatlik bir görüşme yaptıklarını anlattı. O görüşmeyi Karayalçın şu sözlerle anlattı; “2006 Mayıs ayında Bülent Ecevit’in sosyal demokrat solun bir araya gelmesi gerektiği şeklinde bir demeci yayınlandı. Ben bunu çok önemsedim. Kendisinden randevu isteminde bulundum. Ama önce Anadolu Ajansı’na telefon açtım. ‘Bu demeç doğru mu?’ diye sordum. ‘Evet, bu demeç doğru, hatta bizi kendisi çağırdı ve bu açıklamaları yaptı’ dediler. Gerçekten çok çarpıcıydı. Onun etkisiyle coşkusuyla randevu talep ettim ve kendileri de kabul ettiler. 3 buçuk saat görüştük. Solun birlikteliğini nasıl sağlayacağımızı değerlendirdik. Birleşik solun hangi programa dayanması gerekir sorusunu ele aldık, değerlendirdik. Çok heyecanlıydı. İtalyan solunun ‘Zeytin ağacı İttifakı’nı Türkçeye çevirmiştik. Onu da kendisine aktardım. Fakat çok uzun süre konuştuğumuz için çok yorulduğunu hissettim. Konuşmak istiyordu ama rahatsızdı. Ben onu daha fazla böyle görmemek için izin istedim. Saygılarımı sundum ve yanından ayrıldım. Son görüşüm oydu. 2 gün sonra da Mustafa Yücel Özbilgen’in cenazesinin ardından hastalandı ve hastaneye kaldırıldı.”