ANKARA, (DHA) - BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, 64'üncü Hükümet programını açıkladı. TBMM Genel Kurulu'nda hükümet programını okuyan Başbakan Davutoğlu, "Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız" ifadelerini kullandı.
'Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci'ne ilişkin hükümet programında yer alan ifadeleri açıklayan Başbakan Davutoğlu, "Hükümetimiz, bir yandan terörle kararlı bir şekilde mücadele edecek, diğer yandan demokratikleşmeyi ve çözüm iradesini sürdürecektir. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz. Kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız 6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız" dedi.
HALKIMIZA ŞÜKRANLARIMIZI BİR KEZ DAHA İFADE ETMEK İSTİYORUZ
1 Kasım seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu şunları söyledi: "1 Kasım 2015 Seçimleri ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil yetkisi alan bütün siyasi partileri ve milletvekillerini yürekten tebrik ediyor, hep birlikte milletimize yapacağımız hizmetlerde başarılar diliyorum. Huzur ve güven ortamı içerisinde gerçekleşen, hızlı bir şekilde sonuçlandırılan, adil ve özgür bir seçim süreci yaşadık. Yüce heyetiniz önünde, seçim sürecine katkıda bulunan tüm kişi ve kurumlara bir kez daha teşekkür ediyorum. 1 Kasım seçimleri, 7 Haziran'da yapılan seçimlerin bir anlamda devamı niteliğinde gerçekleşmiş, 7 Haziran sonrası sürdürülebilir bir hükûmet yapısının oluşmaması sonrasında, halkımızın hakemliği ile bugünlere gelinmiştir. Bu süreçte, Ak Parti olarak kendi iç muhasebemizi yapma fırsatı bulduk. Aynı zamanda bu süreçte, ülkemizde bir yönetim boşluğu oluşmasına müsaade etmeyerek siyasi sorumluluk içinde hareket ettik. Tüm bu çabaların halkımızda geniş bir teveccüh gördüğünü memnuniyetle müşahede etmiş bulunuyoruz. Bu yönüyle, halkımıza şükranlarımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz."
SEÇİMLERİNİN ASIL GALİBİ HİÇ AMA HİÇ ŞÜPHESİZ TÜRKİYE'DİR
Seçimlerin asıl galibinin Türkiye olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, "1 Kasım seçimleriyle oluşan bu Meclis, yurtiçinde yüzde 87,4 gibi oldukça yüksek düzeyde bir katılım oranı ile şekillendi. Meclisimize girmeye hak kazanan milletvekillerinin temsil ettiği seçmen oranı ise, yüzde 97,5 gibi yine uzun zamandır rastlanmamış bir seviyeye erişti. Bu şekilde hem istikrar hem de güçlü temsil, milletimiz tarafından teminat altına alınmış oldu. Meclisimizin, milletimizin beklentileri doğrultusunda 4 yıl boyunca büyük bir özveriyle çalışacağına inancım tamdır. Milletimiz, Meclis'ten sorunları için çözüm bekliyor ve bu Meclis de inşallah bu beklentiyi en iyi şekilde karşılayacaktır. 1 Kasım seçimlerinde milletimiz, yüksek katılım ve temsilin yanı sıra, yönetimde istikrarı da sürdürme yönünde bir irade ortaya koymuştur. Milletimizin iradesi hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde tecelli etmiş, halkın tercihi yönetime güçlü bir şekilde yansımış ve demokrasimiz seçimlerden güçlenerek çıkmıştır. 1 Kasım 2015 seçimlerinin asıl galibi hiç ama hiç şüphesiz Türkiye'dir, bu aziz millettir" ifadelerini kullandı. BÜYÜYEN BİR İKTİDAR OLDUK
Ak Parti iktidarlarının sorunlardan değil, çözümlerden beslendiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu şöyle devam etti: "Daha önceki dönemlerde demokratik siyaset kurumunu zayıflatmaya yönelik her türlü tahrik ve tertibi büyük bir sağduyuyla aştık. Bundan sonra da, milli irade önüne çıkarılan her engeli, kararlı ve cesur bir duruşla, milletimizin desteğiyle aşma noktasında hiçbir tereddüt taşımıyoruz. Bundan önceki dönemlerimizde sorunlardan değil, çözümlerden beslenen ve büyüyen bir iktidar olduk. Tüm reform ve dönüşüm süreçlerinde gücümüzü, milletimizden ve onun temsilcisi Meclisimizden aldık. Yeni Türkiye, Cumhuriyetimizin 100. yılına yürürken insana, zamana ve mekâna hakkıyla hitap eden kapsayıcı bir yenilenmenin ve süreklilik içinde yeniden inşa sürecinin eseri olacaktır. Yüz yıl önce Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı'nın acıları üzerinde onurlu bir İstiklal Savaşı vererek, Cumhuriyetimizi kuran neslin torunları olarak bizler, bu onurlu savaş sonunda özgürleştirilen vatanımızın asli sahipleriyiz."
KARDEŞLİK İKLİMİNİ TESİS EDECEĞİMİZE İNANCIM TAM
Hukuk devletini güçlendireceklerini kaydeden Başbakan Davutoğlu, "Etnik, dini, mezhebi zenginliğimiz, ortak geçmişimizin güzel yansımaları olup, vatanımızın asli sahipleri ve devletimizin eşit vatandaşları olduğumuz gerçeğinin en güçlü dayanaklarıdır. Yüzyıl önce kadim coğrafyamızın her bir köşesinden, Anadolu'dan, Rumeli'den, Ortadoğu'dan, Kafkasya'dan gelerek sömürgeciliğe karşı omuz omuza mücadele eden dedelerimiz için de; onları Orta Asya'dan Hint'e, Güneydoğu Asya'dan Afrika içlerine kadar ellerindeki dar imkânlarla ve dualarla destekleyen mazlum milletler için de, İstiklal Savaşımız yalnızca bir milletin var olma savaşı değil, bütün bir insanlık onuru için verilen kutsal bir mücadele idi. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en temel ilkesi insan onurunun korunmasıdır. Bu ilkeyi, Şeyh Edebali'nin siyasal bilincimizin ve devlet ahlakımızın temelini dokuyan 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesinin çağdaş siyaset dilindeki karşılığı olarak görüyor ve gelenek ile çağdaşlığı bu çerçevede bir zıtlık içinde değil, ayrılmaz bir bütünlük içinde değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, 1 Kasım seçimleri sonrasında oluşan Meclisimizde ortak değerlerimizi koruyacağımıza, kardeşlik iklimini tesis edeceğimize ve hukuk devletini güçlendireceğimize inancımın tam olduğunu belirtmek isterim" açıklamasında bulundu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ettiği konuşmasında Başbakan Davutoğlu, "Bu Meclis, Türkiye'nin ve 78 milyonun Meclisidir. Altıncı Ak Parti Hükûmeti de hiç kuşkusuz Partimize oy vermiş olsun veya olmasın tüm vatandaşlarımızın hükûmetidir. Yeni dönemde de Meclisimiz içinde birlikte çalışma, uzlaşma arayışı ve işbirliğine önem vereceğiz. Tüm siyasi partilerle yakın bir diyalog ve işbirliği içinde olacağımızı buradan ifade etmek isterim. Hükûmetimiz ülkemizin ve siyasetin normalleşmesini hayati bir mesele olarak ele almaktadır. Bu hususta üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğimizden milletimiz emin olmalıdır. Aynı şekilde, siyasi partilerimizin insicam içerisinde çalışacağı bir yasama dönemi yaşama arzumuzu da bir kez daha tekrar etmek isterim. Özellikle, geçen sene milletimizin büyük bir teveccühü ile seçilen Sayın Cumhurbaşkanımıza, Meclis çalışmalarımız başta olmak üzere, kurumlarımızın uyumlu ve etkin çalışması için vereceği destekten dolayı şimdiden teşekkür ediyorum. Aynı şekilde, 2002'den sonraki büyük dönüşümü gerçekleştiren Sayın Cumhurbaşkanımızdan devraldığımız güçlü mirası aynı doğrultuda geleceğe taşıyacağımızı ifade etmek isterim" dedi.
HÜKÛMETİMİZ TÜRKİYE'NİN HEDEFLERİNE YÜRÜMESİNİN DEVAMLILIĞINI SAĞLAYACAK
64'üncü Hükümetin kritik bir döneminde tarihi bir sorumluluk üstlendiğini savunan Başbakan Davutoğlu, "Bu seçim ile Türkiye'de yeni bir atılım döneminin önü sonuna kadar açılmıştır. Bu çerçevede, 64. Hükûmet de, önceki Ak Parti Hükûmetleri gibi ülkemizin kritik bir döneminde tarihi bir sorumluluk üstlenmektedir. Geçmişteki hükûmetlerimizden aldığımız güç ve tecrübe ile, ülkemizi belirlemiş olduğumuz hedefler doğrultusunda çok daha parlak bir geleceğe taşıyacağız. Son 13 yılda gerçekleştirilen reformlar zemininde, inşa edeceğimiz yeni nesil reformlar ile 2023 hedeflerimize ve ötesine yürüyüşümüz güçlü ve kararlı bir şekilde devam edecektir. 64. Hükûmetimiz, bu engin ve sağlam tecrübeden de istifade ederek Türkiye'nin hedeflerine yürümesinin devamlılığını sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
TERÖRE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ
Meclis içinde olduğu kadar, meclis dışında da tüm kesimlerle yakın bir istişare içinde politikalarımızı şekillendirecek ve hayata geçireceklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu şöyle devam etti: "Sivil toplum, meslek kuruluşları, akademik dünya, iş dünyası, çalışan kesimler, kültür ve sanat insanları, basın ve medya ile yerel yönetimler başta olmak üzere katılımcı bir anlayış içinde toplumun tüm yelpazesini kucaklayacak şekilde çalışacağız. Tüm vatandaşlarımızın diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye devam edeceğiz. Fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti en üst düzeyde yaşayan bir ülkede; vatanımızın her karışını, milletimizin bütün kesimlerini kucaklayan bir hükûmet olma azmindeyiz. Bir tek insanımız bile kendisini kıyıda köşede kalmış hissetmeyecektir. Yeni dönemde de insan onurunu merkez kabul eden bir anlayışla insani kalkınmayı esas alarak, hak ve özgürlüklerin alanını genişletmeye devam edeceğiz. Bir yandan ekonomik ve sosyal politikalarımızı etkili bir şekilde uygularken, diğer yandan nereden gelirse gelsin, ülkemizin bu kutlu yürüyüşünü akamete uğratmaya çalışan ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden eski ve yeni tüm vesayet unsurlarıyla mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Hükûmetlerimiz döneminde kurumsal vesayet unsurları demokratikleşme ile nasıl ortadan kaldırılmışsa, devlet içi ve dışı her türlü illegal yapılanma karşısında hukuk devletini güçlendirmeye devam edeceğiz. Kimden kaynaklanırsa kaynaklansın ve hangi niyetle olursa olsun, kamu düzenini bozmayı amaçlayan şiddet ve teröre asla izin vermeyeceğiz. Bu vesileyle, vatanımız ve milletimizin huzuru için en büyük fedakârlığı yapmış olan şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diler, tüm şehit ve gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunarım."
HÜKÜMET PROGRAMI SEÇİM BEYANNAMESİNDE YER ALAN HEDEFLERİ ESAS ALMAKTA
64'üncü Hükümet programının Ak Parti'nin son Seçim Beyannamesinde yer alan hedefleri içerdiğini ifade eden Başbakan Davutoğlu, "1 Kasım seçimlerinde halkımız, yapılanları takdir ettiğini gösterdiği gibi, gelecekte yürümemiz gereken yol haritasını da hür iradesiyle tayin etti. Halkımız istikrar içinde yenilenmeye verdiği desteği açıkça ortaya koydu. Hepimize düşen görev, işte bu çatı altında milletimizin kutlu çağrısına cevap vermektir. Milletimizin sandıkta verdiği mesajı en iyi şekilde okuyarak, ülkemizi her alanda güçlendirmek üzere programımızı hazırladık. Sizlere sunmakta olduğum 64. Hükûmet Programı'mız; son Seçim Beyannamemizde yer alan hedeflerimizi, 10. Kalkınma Planı'mızı, yapısal dönüşüm programlarımızı, projelerimizi, kamuoyuyla paylaştığımız çeşitli strateji belgelerimizi ve taahhütlerimizi esas almaktadır. Geçmişte olduğu gibi, bugün de halkımıza verdiğimiz sözleri esas alıyor, siyasete olan güveni bu zeminde daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Güven ve istikrarı pekiştirerek, öngörülebilir bir ortam içinde ülkemizi hızlı bir şekilde büyütme kararlılığındayız" dedi. İHTİYAÇ DUYULAN REFORMLAR HAYATA GEÇİRİLECEK
İhtiyaç duyulan reformların hayata geçirileceğini belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Takdirinize sunduğumuz ve güveninizi beklediğimiz bu Program, yeni bir hamle döneminin perdesini açacak ve yeni yüzyılın yükselen ülkesi Türkiye'yi, bölgesinde ve dünyada hak ettiği konuma ulaştıracaktır. Ülkemiz 2002'den bu yana, Ak Parti hükûmetleriyle oluşan istikrar ve liderlikle, hem bölgesindeki kaostan hem de küresel ekonomik krizlerden pozitif ayrışmayı başarmıştır. 64. Hükûmet döneminde de, küresel ve bölgesel anlamda en değerli sermayeye dönüşen istikrarımızı koruyacağımızı, zorlu süreçlerde liderlik göstereceğimizi milletimizin bilmesini isterim. Türkiye tarihi bir dönemeçte istikrar ve güven adası olmaya devam edecektir. Aynı şekilde dinamik nüfus ve ekonomisiyle kurumlarını güçlendirirken, ihtiyaç duyduğumuz reformlar da bir bir hayata geçirilecektir" açıklamasında bulundu.
REFORMLAR SONUCUNDA DAHA ÖZGÜR TÜRKİYE'YE KAVUŞMA İDEALİNİ SÜRDÜRECEĞİZ
"64. Hükûmet tam anlamıyla bir reform hükûmeti olacaktır" diyen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyanın ve ülkemizin değişen şartları ve 2023 Vizyonu'muz çerçevesinde, kritik alanlarda yapacağımız reformlar ile milletimizin bize verdiği emanete en güçlü şekilde sahip çıkacağız. Bugünün ihtiyaçlarına cevap vermenin ötesinde, başta çocuklarımız ve gençlerimiz için olmak üzere, geleceğin Türkiye'sini inşa edeceğiz. Reformlarımız sonucunda daha özgür, daha rekabetçi ve insan odaklı bir anlayış içerisinde refahını daha adil paylaşan bir Türkiye'ye kavuşma idealini sürdüreceğiz. Bu kapsamda, 6 temel alanda reformlarımızı yoğunlaştıracağız. Bunlar; Demokratikleşme ve adalet, Eğitim, Kamu yönetimi, Kamu maliyesi, Reel ekonomide köklü değişim, Öncelikli dönüşüm programları alanında gerçekleştireceğimiz reformlardır. Demokratikleşme ve adaleti insan onurunun yüceltilmesinin bir gereği olarak gördüğümüz gibi, ekonomik ve sosyal gelişmemizde de kritik bir zemin olarak değerlendiriyoruz. Yeni Anayasa ve yargı reformu başta olmak üzere yapacağımız çalışmalarda, en geniş uzlaşma arayışı içinde ülkemizin uzun zamandır beklediği adımları atacağız. Böylece, özgürlük alanlarının daha da genişletileceği, herkesin birlik içinde farklılığını yaşamasının mümkün olacağı, çok daha yenilikçi ve rekabetçi bir toplumsal düzen de oluşmuş olacaktır. Demokratikleşme perspektifimizin odağında 'insan onuru' bulunmaktadır. İnsan onurunu zedeleyen hiçbir uygulama ve politika meşru görülemez ve gösterilemez. İnsan onuru ile taçlandırılan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı kimliği taşıyan hiç kimse hiç bir makam ve güç sahibi tarafından tahkir edilemez; inancı, rengi, cinsiyeti, dili, ırkı, siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz, herhangi bir şekilde nefret söylemine muhatap kılınamaz."
TEMEL ÖZGÜRLÜK ALANLARI...
Şeffaflığın ve hesapverebilirliğin esas alındığı bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "İnsan onuru ancak ve ancak insanın tercih ve irade gücünü yansıtan özgürlükler ile hayat bulabileceğinden, yeni anayasal düzenimizin odağında insan hak ve özgürlükleri yer alacaktır. Kadim kültürümüzde esasları konmuş olan canın, aklın, neslin, inancın ve mülkün korunması kamunun sorumluluk alanlarını; çağdaş toplumsal hayatın temelini dokuyan evrensel insan hakları beyannamesi ise vatandaşların temel özgürlük alanlarını tanımlar. Bu çerçevede düşünce, inanç, ifade ve girişim özgürlüğü insan onurunun ve kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve anayasal koruma altındadır. Bu özgürlükleri sınırlayan yegâne unsur, eşit haklara sahip diğer vatandaşların özgürlük alanları ve onurlarıdır. Temel amacımız vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini genişletmek oldu. Bu hedefimizi, bugüne kadar tüm hükûmet programlarımızda dile getirdik. Diğer yandan, yönetimimizin kalitesini artırarak daha az kaynakla daha fazla hizmet ürettik. Demokrasinin aynı zamanda kalkınma sürecimize güç verdiğini somut uygulamalarımızla ortaya koyduk. Yeni dönemde de demokratikleşmeye ve yönetim kalitemizi artırmaya devam edeceğiz. Bir taraftan ekonomik gelişmeye ve insani kalkınmamıza hız verecek, diğer taraftan da uluslararası alanda Türkiye'yi daha saygın ve cazip bir ülke haline getireceğiz. Herkesin inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refaha katkıda bulunduğu ve refahtan hak ettiği payı aldığı, emniyet ve huzur içerisinde yaşayan, şeffaflığın ve hesapverebilirliğin esas alındığı bir toplum olarak birlikte geleceğe yürüyeceğiz" ifadelerini kullandı.
GELENEKSEL İRFAN MERKEZLERİ VE ALEVİ VATANDAŞLARIMIZIN İNANÇ VE KÜLTÜR TEMELLİ TALEPLERİ KARŞILANACAK
Cemevlerine ve Alevi vatandaşlara ilişkin hükümet programında yer alan konuları Başbakan Davutoğlu şöyle açıkladı: "Etnik, dini ve mezhepsel aidiyetlerden önce, milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz. Bu anlayışla, devletin bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde demokratik bir ilişki geliştirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin tüm unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz. Herkesin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye'yi hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda, toplumdaki her bireyin yaşam tarzını güvence altına alan bir yaklaşımı benimsiyoruz. Bu bağlamda; geleneksel irfan merkezleri ve Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli talepleri karşılanacaktır. Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız. Başta eğitim, istihdam ve iskân sorunları olmak üzere Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek, her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan gayrimüslim azınlıkları herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakmayacak şekilde bütün hukuki ve fiili tedbirleri almaya devam edeceğiz."
MALİ KAYNAKLARININ DÜZENLENMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ
Mali kaynakların düzenlemesini sağlayacaklarını söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Çoğulcu, eşitlikçi ve katılımcı demokrasi hedefimiz, Türkiye'yi dünya demokrasileri liginde daha da üst sıralara taşıyacaktır. Temel hak ve özgürlükler alanında uluslararası normlar tüm politikalarımıza esas teşkil edecektir. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumunu etkinleştirecek ve uluslararası düzeyde üstlendikleri sorumlulukları güçlendireceğiz. Bu alanda uluslararası temel hak mekanizmaları ile mevzuat ve uygulama uyum düzeyini yükselteceğiz. Yeni dönemde temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin iç hukuka dâhil edilmesine devam edilecek, özgürlükçü demokratik anlayışla bağdaşmayan şerhler kaldırılacaktır. Benzer şekilde mevzuatımızda anti-demokratik dönemlerden kalan düzenleme ve uygulamaların ayıklanması süreci tamamlanacaktır. Ekonomik ve Sosyal Konsey ile ilgili yasal düzenlemeyi gerçekleştirerek, Konsey'i yönetişim ilkeleri çerçevesinde etkin bir biçimde çalıştıracağız. Sivil toplumun geliştirilmesi ve güçlendirilmesine dair çerçeve yasa çıkaracağız. Bu kapsamda; sivil toplum kurumlarının hukuki statülerinin, kurumsal yapılarının, faaliyetlerinin, kamu kurumları ile ilişkilerinin, mali kaynaklarının düzenlenmesini sağlayacağız" dedi.
TARİHİ SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN KARARLILIK DEVAM ETTİRİLMİŞTİR
'Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci'ne ilişkin detayları Başbakan Davutoğlu şöyle açıkladı: "Ülkemizin demokratikleşmesinde ve refahının artmasında milli birlik ve kardeşlik süreci tarihi bir çabaya karşılık gelmektedir. Ak Parti olarak ilk günden itibaren, milli birlik ve kardeşlik perspektifi ile şekillendirdiğimiz siyasetle, vatandaşlarımızın devletimize aidiyetini zedeleyen, milletimizin farklılıklarını zenginlik yerine tehdit olarak gören anlayışların terkedilmesi için büyük çaba gösterdik. Yakın tarihimiz boyunca, hiçbir seçilmiş hükûmetin gösteremediği cesaret ve kararlılıkla sorunların üzerine gittik. Çözüm iradesini ortaya koyduğumuz Milli Birlik ve Kardeşlik sürecinde dönüm noktası, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan olarak, 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşma olmuştur. Bu konuşma ile tabular yıkılmış, etnik temelli sorunlara demokratik süreç içerisinde çözüm bulunacağı dile getirilmiştir. İlk kez bir hükûmet, bu sorunla açıkça yüzleşme cesaretini göstermiştir. Ak Parti Hükûmetlerinin halkımız tarafından destek gören bu cesur adımları, çeşitli terör saldırıları ve provokatif eylemler ile sekteye uğratılmaya çalışılmış; buna rağmen ülkemizin bu temel ve tarihi sorununun çözümü için kararlılık devam ettirilmiştir."
ÖRGÜT, TÜRKİYE'Yİ TERK ETMEMİŞ, SİLAH BIRAKMAYA DİRENÇ GÖSTERMİŞTİR
Hükümetin bir yandan terörle kararlı bir şekilde mücadele edeceğini, diğer yandan demokratikleşmeyi ve çözüm iradesini sürdüreceğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz. Kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız 6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız. Süreci sabote etmeye, akamete uğratmaya çalışan terör örgütü; kamu düzenini bozmaya çalışarak silahlı çatışmaya geri dönmüştür. Özellikle doğu ve güneydoğuda yaşayan insanlarımıza yönelik her türlü baskı, şiddet ve illegaliteye başvuran örgüt, Türkiye'yi terk etmemiş, silah bırakmaya direnç göstermiştir" dedi.
HİÇBİR KESİMİN TEK TİPÇİ BİR ANLAYIŞI VATANDAŞLARIMIZA DAYATMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ
Hiçbir kesimin tek tipçi bir anlayışı vatandaşlarımıza dayatmasına izin vermeyeceklerini kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi: "Terör örgütünün eylem ve sabotajları, süreci sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Halkın hakkını-hukukunu koruyabilmek için kamu düzenini tahkim ederek özgürlük-güvenlik dengesini kurmak mutlak gerekliliktir. Daha önce olduğu gibi, 64. Hükûmet olarak da hukuk içinde yürüttüğümüz terörle mücadelede vatandaşın mağduriyet yaşamamasını, aksine vatandaşların temel haklarını garanti altına alacak bir kamu düzeninin tesis edilmesini amaçlamaktayız. Bu anlayışla reformlardan, hizmetlerden, yatırımlardan asla vazgeçme yecek, geri adım atmayacağız. Süreçte farklı sebeplerle oluşan güvenlik risklerini gidermek, bölge insanını ceberrut ve zalim örgütün baskısından korumak devletimizin öncelikli görevidir. Akan kan duruncaya ve kamu düzeni tesis edilinceye kadar terörle mücadelemize; hukuk ve kardeşlik tam anlamıyla tesis edilinceye kadar da çözüm irademizi korumaya devam edeceğiz. Demokratikleşme konusunda atacağımız adımlarda muhatabımız tüm milletimiz olmaya devam edecektir. Önümüzdeki dönemde demokratikleşme çabalarımızı sürdürürken, tüm meşru toplumsal kesimleri muhatap alan bir anlayış içinde hareket edecek, hiçbir kesimin tek tipçi bir anlayışı vatandaşlarımıza dayatmasına izin vermeyeceğiz."
RUSYA VEYA BAŞKA BİR ÜLKENİN HEDEF ALINMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR
Hükümet programını TBMM'da açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, düşürülen Rus uçağa ilişkin, "Önemli ortağımız ve bölgesel işbirliği bakımından önem taşıyan bir komşumuz olan Rusya ile ilişkilerimizin dinamiği merkezinde bulunduğumuz geniş coğrafyayı yakından ilgilendirmektedir. Önümüzdeki dönemde enerji ve ticaret başta olmak üzere Rusya ile ilişkilerimizi karşılıklı hassasiyetlere saygı içerisinde ve müşterek menfaatler doğrultusunda güçlendirmeye gayret göstereceğiz. Bu vesile ile dün Hatay Yayladağı bölgesinde Türk hava sahasını ihlal eden uçak 5 dakikada 10 defa uyarılmış, sonuç alınmayınca uluslararası angajman kuralları çerçevesinde F-16'larımız tarafından kendilerine verilen talimat ile müdahale gerçekleştirilmiştir. Bir noktanın altını özellikle kaydetmek istiyorum. Bizim Rusya ile ekonomik, siyasi, ticari ve kültürel bağlarımız son derece güçlüdür. Ancak ulusal güvenliğimiz de her dost ülke arasında olduğu gibi uluslararası hukuk çerçevesinde saygı esasına dayalı olmak zorundadır. Ülkemizin çevresinde adeta bir ateş çemberi bulunmaktadır. Bu ateş çemberi içinde ülkemizin bekası vatandaşlarımızın hayatı ve izzeti söz konusu olduğunda her türlü tedbiri alacağımızı da buradan bütün dünyaya ilan ediyorum. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Rusya veya başka bir ülkenin hedef alınması söz konusu değildir. Herhangi bir ülke ile gerilim yaşama arzumuz yoktur" dedi.
MESCİD-İ AKSA'NIN, KUDÜS'ÜN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ
Dış politikaya ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Davutoğlu, "Ortadoğu'da etnik ve mezhebi ayrılıklara dayalı çatışmaların ve dışlayıcı yaklaşımların karşısında sosyal bütünleşmeyi ve kapsayıcı siyasi birliği destekleyeceğiz. Suriye'de 4 buçuk yıldır devam eden ihtilaf her geçen gün daha da derinleşen insani yıkıma ilave olarak bölgesel olarak başlayan ve giderek küresel bir hal almakta olan güvenlik ve istikrar açısından oluşturduğu tehditler bakımından da gündemimizde en öncelikli konumda bulunmaktadır. Bu ülkede siyasi bir dönüşüm sağlayacak gerçek bir geçiş sürecinin hayata geçirilmesi için çabalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. 64'ncü Hükümet olarak insani ve vicdani sorumluluğumuz gereği rejimin zulmünden ve terörden kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimizin yaralarının sarılması için gerekli yardımı sağlamaya yanlarında olmaya devam edeceğiz. Ortadoğu'da kalıcı istikrarın sağlanmasının en önemli koşullarından birisi olan Filistin sorunun adil, kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüme ulaştırılmasına yönelik gayretlerimiz de sürecektir. Tarihi miras, emanet olarak gördüğümüz Mescid-i Aksa'nın ve Kudüs'ün özgürleştirilmesi için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz" diye konuştu.
DAVUTOĞLU: BAŞKANLIK SİSTEMİ UYGUN BİR YÖNETİM MODELİ
Yeni anayasa ve başkanlık sistemine ilişkin olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Önümüzdeki dönemde sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir demokratik ve sivil anayasanın yapımına öncülük etmeye kararlıyız. Diğer siyasi partileri de aynı anlayış içinde katkı vermeye davet ediyoruz. Başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ve 160 sayfadan oluşan 64'üncü Hükümet programı, Demokratikleşme ve Yeni Anayasa İnsani Kalkınma ve Nitelikli Toplum, İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi, Bilim, Teknoloji ve Yenilikçi Üretim, Yaşanabilir Şehirler ve Sürdürülebilir Çevre, Vizyoner ve Öncü Ülke konu başlıklarından oluşuyor.