Ali LEYLAK- Ömer ŞULUL/ŞANLIURFA, (DHA) - ANKARA Tren Garı’nda gerçekleşen canlı bomba saldırısında üstü başı kan içinde yaralı eşine sarılmış olarak çekilen fotoğrafıyla saldırının simgesi haline gelen Şanlıurfalı öğretmen İzzettin Çevik, Fransa’nın başkenti Paris’te IŞİD’in üstendiği terör saldırısıyla acılarının katlandığını söyledi. 10 Ekim'de Ankara’da aralarında kızı Başak ile kardeşi Nurgül Çevik'in de bulunduğu 102 kişinin hayatını kaybettiği saldırıda kanlar içinde kalan eşine sarıldığı an objektiflere yansıyarak hafızalara kazınan İzzettin Çevik, Paris'te yaşanan saldırıyla yeniden kahrolduğunu söyledi. IŞiD saldırılarının nerede yapılırsa yapılsın kendilerini kahrettiğini Paris'teki saldırı ile acılarının tazelendiğini belirten İzzettin Çevik, "Paris’teki saldırının haberini aldıktan sonra televizyonlarda görüntüyü izlemeye yüreğimiz dayanmadı. Çünkü bizim Ankara'da yaşadığımız duygu, acı ve çaresizliği Paris’teki saldırıda da gördük. Dünya bu işe bir çözüm bulmalıdır" dedi. Ankara’daki saldırıyla Paris’teki saldırı arasında bir benzerlik olduğuna değinen İzzettin Çevik şöyle konuştu: "Her ne kadar bu saldırıları IŞİD üstlense de veya üstlenmese de bu işin tek bir kişinin meselesi olmadığı arkasında mutlaka birilerinin olduğunu gösteriyor. Ankara’daki canlı bombaları birleri getiriyor. Onları canlı bomba yaparak, kontrolleri atlatmışlar. Birileri bunlara o ortamı sağlamışlardır. Başka bir güç ise bunları izlemiştir. Burada iki tane gücün savunmasız insanları, kadın ve çocukları hedef alıyorlar. Oysa ki Ortadoğu kültüründe kadına, kıza, çocuğa bomba atılmaz. Amaçları için bu olayları biri yaptırırken biri de izlemiştir." Paris'teki saldırılarda ölenlerin acısını paylaştıklarını ve biran önce IŞİD terörüne çözüm bulunmasını isteyen Çevik şöyle devam etti: "Suriye’de yaşanan iç savaştan kaçanlar, insan hakları için 5 kişilik tekneye 50 kişi binerek, Avrupa’ya daha iyi yaşamak için kaçıyorlar. Kendi ülkelerinde görmediklerini buralarda yaşamaya çalışıyorlar. Bunun son örneği ise Paris’teki polislerin sergiledikleri tutumla ortaya çıkıyor. Fransız polisleri yaralıları sırtlarını koyarak kucaklıyorlar. Bizim ülkede ise siviller, yönetimdeki insanlar, senin acını bile paylaşamıyor. Artık insanları parçalayan bir anlayış bu dünyada kalmak zorundadır. Biz umutluyuz barış kazanacaktır. Ankara’daki patlamada yaralanan eşimin tedavisi sürüyor ama sol gözünü kaybedecek. Çocuğum barış güvercini oldu, eşim de barış gazisi oldu. Benimde işitme problemim devam ediyor. Canımız acıyor. Sevdiklerimiz aklımıza geldiğinde yüreğimiz yanıyor. İnsanın bir savaş içinde çıkması yüzlerce parçalanmış cesedi görmesi kadar kötü bir şey yoktur. Keşke çocuklarımızın yerine biz ölseydik. Ama bundan sonra daha fazla acı yaşamamak için herkesin IŞİD terörüne karşı aynı tepkiyi vermesi ve sonlandırması lazım."