Bahar DEMİREL/ANKARA, (DHA) - CUMHURBAŞKANLIĞI Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlediği basın toplantısında, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kalın, Selahattin Demirtaş'ın 'PKK silah bırakmalıdır' yönündeki açıklamalarının nasıl değerlendirildiği sorusu için "Bu çelişkili ifadeleri izah etmekte bile insan zorlanıyor. HDP'nin Meclis'e girmesi silahsızlanmanın önünü açar, diyeceksiniz. Ondan sonra da bunun muhatabı bellidir, diyeceksiniz. PKK'nın silah bırakmasıyla ilgili gereken bir çağrı varsa bu çağrı yapılmış. PKK hala neden silah bırakmıyor? Bu tavırların hiçbirisi barışa katkı sağlamaz" dedi. "BAYRAM SONRASI İKİNCİ TUR GÖRÜŞMELER DEVAM EDECEK" Görüşmelerde ilk turu tamamlanan koalisyon süreci üzerine konuşan Kalın, bayram sonrasında ikinci tur görüşmelerin başlayacağını söyleyerek, "Koalisyon hükümeti kurulması konusundaki müzakereler de devam ediyor. Sayın Başbakanımız bugün ilk turu tamamladı. Üç partiyi bu vesile ile ziyaret etmiş oldu. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımıza hükümeti kurma görevi vererek bu süreci başlatmıştı. Bayram sonrası anlaşıldığı kadarıyla ikinci tur görüşmeler devam edecek. Biz de bunları yakından takip etmeye devam edeceğiz" diye konuştu. "TÜRKİYE BU TEHDİTLERE KARŞI GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMAYA DEVAM EDECEKTİR" Suriye'deki gelişmeler hakkında değerlendirmede bulunan Kalın, "Bir tarafta rejim bir tarafta DAİŞ terör örgütü insanları öldürmeye devam ediyor. Türkiye bu tehditlere karşı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gerekli tedbirleri almaya devam edecektir. Özellikle de bayram sürecine girdiğimiz bugünlerde de biz ülkemizde misafir ettiğimiz mülteci kardeşlerimize bayramı bir nebze de olsa savaşın acılarından uzak bir şekilde yaşamalarını sağlayacak gerekli tedbirleri aldık. Bu konuda ilgili kurumlarımız iş başındalar" ifadelerini kullandı. "ESED REJİMİNİ DESTEKLEYEN ÜLKELERİN BULUNMASI ÜZÜNTÜ VERİCİDİR" Türkiye'nın Suriye konusundaki tavrının net olduğunu belirten Kalın, "Esed rejiminin meşruiyetini kaybettiği bütün dünya tarafından kabul edilmiş gerçektir. Bu sadece Suriye için değil, uluslararası toplum nezdinde de tescillenmiş bir konudur. Suriye'nin dostları grubu olarak ortaya çıkan 100'den fazla ülkenin katıldığı grup zaten Esed rejimini Suriye halkının meşru temsilcisi olarak kabul etmemektedir. Bütün bu yaşananlardan sonra hala Esed rejimini destekleyen ülkelerin bulunması üzüntü vericidir. Bölgenin istikrarına da katkı sağlamaz. Rusya'nın ve İran'ın Esed rejimine verdiği desteklerin kendilerine orta-uzun vadede bir getirisi olmaz. Bu konuda bizim görüşlerimiz son derece nettir. Biz hem bu ülkelerle hem diğer ülkelerle bu konudaki istişarelerimizi devam ettiriyoruz" diye konuştu. "NE ÖĞRENCİLERİMİZ NE VELİLERİMİZ SIKINTIYA MARUZ KALMAYACAKLAR" Anayasa Mahkemesi'nin dershanelerin kapatılmaması yönünde verdiği kararın nasıl değerlendirildiği sorulan Kalın, "AYM'nin verdiği kararla ilgili henüz gerekçeli kararı görmedik. Gördükten sonra değerlendirmemizi yapacağız. Bugün MEB'de konuyla ilgili toplantı yapıldı. Bu konuda ne öğrencilerimiz ne velilerimiz herhangi bir sıkıntıya maruz kalmayacaklardır. Bununla ilgili gerekli tedbirler alınacaktır. O konuda kendileri de müsterih olsunlar" dedi. "PKK HALA NEDEN SİLAH BIRAKMIYOR?" HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'PKK silah bırakmalıdır' yönündeki açıklamalarının nasıl değerlendirildiği sorulan Kalın, "Çözüm sürecinin şu andaki en önemli aşamasını temsil eden silah bırakılması meselesiyle ilgili olarak Sayın Demirtaş'ın açıklamasını gördük. Bu çelişkili ifadeleri izah etmekte bile insan zorlanıyor. Yorumbiliminin bile sınırlarını zorluyorsunuz. Hem bir taraftan diyeceksiniz ki biz çözüme katkı sağlamak için buradayız. HDP'nin Meclis'e girmesi silahsızlanmanın önünü açar, diyeceksiniz. Ondan sonra da gelip bu iş bize düşmez. Biz yapsak da kimse bizi ciddiye almaz, bunun muhatabı bellidir, diyeceksiniz. Silah bırakma çağrısı yapmak halkı kandırmaktır, gibi bir ifade kullanacaksınız. Çok enteresan. Muhatabı belli dediğiniz kişi zaten bu çağrıyı geçtiğimiz şubat ayında yapmış. PKK'nın silah bırakmasıyla ilgili gereken bir çağrı varsa bu çağrı yapılmış. PKK hala neden silah bırakmıyor? Bu tavırların hiçbirisi barışa katkı sağlamaz" açıklamasında bulundu. "TÜRKİYE VE ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI YAPMAYA ÇALIŞANLAR" Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, çözüm sürecine ilişkin açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Son günlerde Ağrı’da, Göle’de de gördüğümüz gibi kamu düzenini tehdit eden bir örgütün kalkıp siyaset diliyle biz barış, demokrasi istiyoruz, demesi de komik kaçıyor. Çözüm sürecini başlatan irade ortadadır. Ama sanki bu iradeyi koyan kişi Cumhurbaşkanımız değilmiş gibi Cumhurbaşkanımızı hedef alan propagandalara başvurulması da kabul edilebilir bir durum değildir. Biz bunu Suriye ile ilgili hadiselerde de gördük. Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı yapmaya çalışanların ne Türkiye'deki barışa ne de bölge barışına herhangi bir katkısı olmaz. Kobani olayları olduğunda da Kobanili insanlara kapılarını açan Türkiye idi. Cumhurbaşkanımızın ‘Kobani düştü düşüyor’ açıklamasını takla attırıp ona karşı bir husumet unsuru olarak göstermenin iyi niyetle bağdaştırılacak tarafı yoktur. Sanki, Suriye’de Kürtler ne olursa olsun umrumuzda değil gibi çok çirkin, alçakça, haince bir kara propagandanın unsuru haline getirildi. Ama öbür tarafta DAİŞ’le mücadele adı altında sınırımızda diğer gruplara baskı yapılmasını da elbette kabul etmemiz mümkün değildir." BÖYLE BİR İDDİA CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA HAKARETTİR CHP'li Mahmut Tanal'ın bin kadar yüksek yargı mensubuna Cumhurbaşkanı tarafından, ücretleri örtülü ödenekten karşılanarak, gönderildiği yönündeki iddiaları içeren soru önergesi sorulan Kalın, "Neresini düzelteyim ben bunun diye bir hikaye var ya. Deli saçması iddiaların ortaya atılması utanç verici bir durum. Çocukça, komik iddialarla Cumhurbaşkanlığı makamının yıpratma malzemesi yapılmaya çalışılması ne Meclis’in onur ve itibarına yakışıyor ne de milletvekilinin itibarına yakışıyor. Böyle bir ciddiyetsizlik Türkiye'ye de yakışmıyor. Bunları böyle abuk sabuk bilgilerle iddia olarak ortaya atmak dahi komiklikle ciddiyetsizlikle izah edilebilir. Bunlar Cumhurbaşkanlığı makamı üzerinden Türkiye’de gündem olmak çabalardan başka bir şey ifade etmiyor. Bu arkadaşlar daha düne kadar kendilerinin ortaya attığı altın klozet yalanlarının ortaya çıktığını görmüyorlar mı? Böyle bir şey asla sözkonusu değildir. Böyle bir iddianın dile getirilmesi Cumhurbaşkanlığı makamına yapılmış bir hakarettir. Yargı mensuplarına yapılmış bir hakarettir. Kesin bir dille reddediyoruz" diye yanıt verdi.