Bahar DEMİREL/ANKARA, (DHA) - BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen 'Şifa Veren Ele Vefa' programında yaptığı konuşmada 14 Mart Tıp Bayramı dolayısı ile sağlık çalışanlarına zam müjdesi verdi. Başbakan Davutoğlu, "Tıp Bayramı vesilesiyle fedakar sağlık çalışanlarımızın nöbet ücretlerinde önemli iyileştirmeye gidiyoruz. Yapacağımız düzenleme ile nöbet ücretlerine yüzde 50 zam yapıyoruz. Hekimlerimiz yanında diğer tüm sağlık çalışanlarını da bu zamlı ücretten yararlandıracağız. Yapılan düzenleme ile aciller ve diğer riskli yerlerde nöbet tutanların ücretlerine yüzde 75 zam gelmiş oluyor. Çalışmak isteyen hekimlerimizin talepleri halinde herhangi bir zorunluluk ve yük getirmeden 70 yaşına kadar çalışma fırsatı vereceğiz" dedi. "BIRAK' TALEBİNDE BULUNMADIM" Başbakan Davutoğlu, doktorluğun aşk ile yapılan bir meslek olduğunu anlatırken, doktor eşi Sare Davutoğlu'nun mesleki hayatından örnekler verdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu: "Ben bu mesleğin nasıl aşkla yapıldığını hayatım boyunca hep tecrübe ettim, dedim. Sare hanım ile evlendiğimizde başörtüsü dolayısıyla okuldan uzaklaştırma cezası almıştı. 'Herhalde okulu bırakır' diye düşünmüştüm. Bırakmadı. Çünkü aşkla mesleğe bağlıydı. Daha sonra yurt dışına gittiğimizde ihtisas imkanı olmayıp burada yine aynı yasak sebebiyle yurt dışında başka alanlara yönelir diye ümit ettim. Terketmedi. 28 Şubat döneminden burada ihtisas yaparken çok zorluklarla karşılaşıldı, terketmedi. Başdanışman oldum Ankara'ya geldim. Doktorluğuna devam ettim. Acaba bırakır mı, diye ümitle bekledim demeyeyim ama en azından birlikte çoğu zaman nöbet de tuttuğumuz için gece yarısı eğer telefon gelmişse bizzat başdanışmanlık dönemindeyken dahi nöbet tuttum birlikte. O içeride hastayla ben dışarıda kitabımla. Dışişleri Bakanı olduğumda Ankara'ya taşındık. 'Acaba bütünüyle bırakır mı?' dedim. Bırakmadı. Başbakan olduktan sonra da yine aynı aşkla vazifesini ifa ediyor. Ben de 'Bırak' talebinde bulunmadım. Biliyorum ki hiçbir şey ona ve onun gibi çalışan doktorlara mutluluk içindeki doğum sonrası dünyaya gelen bir çocuğun ağlama sesinin verdiği mutluluğu vermez." Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakalarına dikkat çeken Davutoğlu, bu toplantıya gelmeden önce TBMM Araştırma Komisyonu'nun raporunu detaylı okuduğunu söyledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti: "Baktığım zaman özellikle acillerde bu olayların arttığını görüyorum. Şunu anlamak mümkün. Acile gelen hasta, kendi aciliyetini biliyor ve bütün hastanenin o anda diğer acil vakaları unutup sadece onun hastasıyla ilgilenmesini istiyor. Bizim doktorlarımız ve bizim için her hasta acildir. Ama aciliyet itibariyle kimin daha acil olduğunu tayin edecek olan o anda orada olan doktordur. Yakınlarımızın geleceği için kaygı duymamız doğrudur ama o kaygı üzerinden başka acil hastaların yakınlarını düşünmeden kendimizi öne alacak şekilde bir tavır sergilediğimizde hele acil birimlerini bu tür müdahalelerle bir kargaşa ortamına sürüklediğimizde nasıl bir büyük suç işlediğinizi soğukkanlı olarak düşündüğünüz zaman anlayabilirsiniz. Hiçbir hastaya ayrıcalık yapılmaz. Aciliyet sıralaması ancak o anda o hastaya müdahale eden doktorlar tarafından bilinir. Dışarıdan birisi bunu tayin edemez." "ŞİDDET UYGULAYANLARIN YÜZDE 40'A YAKINI BAĞIMLI" Başbakan Ahmet Davutoğlu, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların önemli bölümünün alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğunu anlatırken, şöyle dedi: "Aynı raporu incelediğimde şiddet uygulayanların önemli bir kısmının, yüzde 40'a yakını muhtemelen alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla diğer vatandaşlarımızı tenzih ederiz. Ama bir anda alkolün ya da uyuşturucu maddenin getirdiği infial ile veya aşırı tepkiyle o anda bütün acil şartlarının bozulmuş olmasının ortaya çıkardığı tabloya dikkat çekerek aslında bu mücadelenin çok daha geniş kapsamlı bir mücadele olduğunu ortaya çıkarıyor. Uyuşturucu ile mücadele kötü alışkanlıklarla mücadele ile şiddete kadına yönelik şiddette de aynı husus var. O zaman bütün bu mücadelenin ortak bir yönü var. Paradigmatik bir bütünlük içinde bu mücadelelerin alınması lazım." TBMM'de görüşmeleri süren 'Özgürlüklerin Korunması ve İç Güvenlik Reformu Paketi' içerisinde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayanlara karşı düzenlemeler olduğunu hatırlatan Davutoğlu, şöyle dedi: "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda yer alan suçun şekli ve tutuklama kararı konularında düzenleme yaptık. Şu anda Meclis'te tartışılmakta olan Özgürlüklerin Korunması ve İç Güvenlik Reformu Paketi içinde sağlık çalışanlarına yönelik herhangi bir şiddeti gerçekleştiren fail konusunda da 24 saat gözaltı eğer bu, birkaç kişi tarafından gerçekleştirilmişse 48 saat gözaltı şartı getireceğiz. Hem şifa vermek için gece gündüz çalışan doktora saldıracaksın sonra da hastanenin diğer kapısından çıkacaksın. Böyle olmayacak. Önce bir hesap vereceksin. Hangi hakla gece 24 saat sana hizmet veren sağlık çalışanlarına saldırırsın diye bir hesap verilecek." "RİSKLİ YERLERDE NÖBET TUTANLARIN ÜCRETLERİNE YÜZDE 75 ZAM" Tıp Bayramı dolayısıyla sağlık çalışanlarına zam müjdesi veren Davutoğlu, şunları kaydetti: "Sağlık Bakanımızla oturduk. Şu aşamada Türkiye'nin bütçe imkanlarıyla neler yapılabilir, üzerinde çalıştık. Tıp Bayramı vesilesiyle fedakar sağlık çalışanlarımızın nöbet ücretlerinde önemli bir iyileştirmeye gidiyoruz. Yapacağımız düzenleme ile nöbet ücretlerine yüzde 50 zam yapıyoruz. Hekimlerimiz yanında diğer tüm sağlık çalışanlarını da bu zamlı ücretten yararlandıracağız. Yapılan düzenleme ile aciller ve diğer riskli yerlerde nöbet tutanların ücretlerine yüzde 75 zam gelmiş oluyor. Çalışmak isteyen hekimlerimizin talepleri halinde herhangi bir zorunluluk ve yük getirmeden 70 yaşına kadar çalışma fırsatı vereceğiz."