Ezgi ÇAPA/İSTANBUL, (DHA) KENTSEL dönüşüm projelerine dayanak oluşturan ve 2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı ‘Afet Riskli Altındaki Alanların Dönüştürülmesi’ hakkındaki kanunun 23. Maddesi, 1984 yılında yürürlüğe giren ‘2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatı’nı yürürlükten kaldırıyor. 30 yıldan bu yana her seçimde 'tapularınız verilecek' vaadiyle oy için kapıları çalınan ve şimdi de kentsel dönüşüm projelerinin ilgi odağı haline gelen mahallelerin oluşturduğu “Mahalleler Birliği” seslerini duyurmak için 8 Mart’ta Ankara’ya çıkarma yapacak. Çeşitli ilçelerden 8 Mart’ta her mahalleden 2 temsilci, kanun değişikliği talebiyle Ankara’ya gidecek. Siyasi parti gruplarını ziyaret edecek heyet, 2981 sayılı kanunun kaldırılmasından vazgeçilmesini ya da uygulama süreçlerinin hızlandırmak için yasanın 5 yıl daha uzatılmasını, 2981 sayılı kanundan doğan haklarının ‘kazanılmış hak’ düzeyinde kanun içinde açık bir şekilde tanımlanmasını talep edecek. TAPU VAADİYLE YILLARDIR SUİSTİMAL EDİLDİLER ‘Bir Umut Derneği’ gönüllüsü, imar hukuku uzmanı Erbay Yücak İstanbul'da Sarıyer, Beykoz sırtları, Gaziosmanpaşa, Eyüp, Okmeydanı gibi mahallerin günümüzdeki konumlarına dikkat çekerek “Bu mahalleler hem merkezde kalıyor hem de rant projeleri açısından değerlendirilebilecek alanlar” diye konuştu. 2981 sayılı kanunun gecekondu mahalleleri gözetilerek çıkarılmış bir kanun olduğunu vurgulayan Yücak, “Bu kanun kalktığı zaman bu mahallelerde yaşayan yerleşimcilerin hukuksal statüsü ve durumları ne olacak belirsiz. Kanunun kalkması bu mahallelerde yaygın hak mahrumiyetine sebep olacak” dedi. Belediye ve diğer kurumların bu bölgelerde yıllardır hizmet bedeli aldıklarını ifade eden Yücak şöyle konuştu: “Devlet telefon hatlarını çekerken, altyapı sistemlerini kurarken katılım payı almış. Emlak vergisi almaya devam etmiş. Üstelik 2981 sayılı kanunu çıkarmış, tapu tahsis belgesi vermiş. Tapu tahsis belgesiyle, beklenti oluşturmuş. ‘Ben ileride senin tapunu vereceğim’ demiş. 30 sene boyunca da siyasetin suistimal edilen, beklenti yaratan hükmü olarak kullanılmış. Her seçim döneminde merkezi ya da yerel idareci ‘tapu çantamda, seçilirsem tapu sorunu çözeceğim’ demiş”. MAHALLELER TEDİRGİN Okmeydanı’nın Şişli ilçesi sınırlarında kalan Mahmutşevketpaşa mahallesinde yaşayan Songül Yarar Dede de ömrünü burada geçirenlerden. Yasanın yürürlüğe girmesiyle tapu tahsis belgesi almak üzere, o günün koşullarında 2 bin lira bedel ödediklerini ancak belgelerini alamadıklarını ifade eden Dede; “Mahmutşevket Paşa’da yaşayan insanlar buranın çok cefasını çekti. Şimdi buralar değerlendi, rant kapısı oldu. Onu da buradaki insanlara yedirmek istemiyorlar” dedi. İŞGALCİ DEĞİLİZ Bakanlar Kurulu tarafından ‘riskli alan’ ilan edilen ve daha sonra Danıştay’ın iptal ettiği Sarıyer Derbent (Çamlıtepe) de her seçim öncesinde tapu sözüyle kapıları sürekli çalınan mahallelerden. Mahalle muhtarı Aydemir Görmez 41 yıldır Derbent’e yaşadığını belirterek “Biz burada işgalci değiliz. Buranın değerine değer katan bizleriz” dedi. Her seçim öncesi kapılarının çalındığını ifade eden Görmez “Bu seçimi kazanayım, tapularınız bagajda’ diyen belediye başkan adayları oldu ama ne hikmetse o tapular bagajdan hiç çıkmadı” şeklinde konuştu. ANKARA SESİMİZİ DUYSUN İSTİYORUZ Sarıyer’in Kazım Karabekir mahallesi. Bugün çevresindeki lüks sitelerin arasında kalan mahalle 1950’li yıllarda kurulmuş bir işçi mahallesi. Sivas’tan gelerek Kazım Karabekir mahallesine yerleşen Ali Gündüz, seslerini Ankara'da duyurmak istediklerini söyleyerek “2981 yasasının ertelenmesi, en azından haklarımız verilinceye kadar işlemlerin yapılmaması konusunda taleplerimiz var” diye konuştu. Henüz 5 aylıkken Erzurum’dan göçtüklerini ifade eden 55 yaşındaki Naci Köse ise Kazım Karabekir’in bölgedeki fabrikalar nedeniyle geliştiğini dile getirdi. “Buralar işçi yatağıydı” diyen Köse,“Buraların çocuğuyuz. Buradan başka bir yerde yaşayamayız” dedi.