Taylan YILDIRIM/ İZMİR,(DHA)- İZMİR'de yaşayan 58 yaşındaki Ali Aydın, 40 yıl önce öğretmenliğe başlayıp köy çocuklarını yetiştirirken, 12 Eylül askeri darbesinde çeşitli gerekçelerle toplam 3 yıl cezaevinde kalınca, hem kendisi hem de çevresindekilere yapılan haksızlıklarla mücadele edebilmek için hukuk fakültesini bitirip avukat oldu. İnsan Hakları Derneği Ege Bölge Temsilciliği'nden, İzmir Barosu'nun çeşitli komisyon üyeliklerine kadar çalışmalarını sürdüren Ali Aydın, şimdilerde, öğleden önce duruşma salonları arasında mekik dokuyup hukuk mücadelesi, öğleden sonra ise ilkokulda, minik öğrencilerine eğitim veriyor. Ali Aydın'ın hayatı, köy çocukları için eğitim, haksızlıklara uğrayanlar için hukuk mücadelesiyle geçti. Mersin Erkek İlk Öğretmen Okulu'nu bitiren Ali Aydın'ın ilk görev yeri, Kars'ın Arpaçay ilçesi ile şimdilerde Iğdır'a bağlı olan Aralık ilçeleri oldu. Buradaki köylerde üç yıl öğretmenlik yapan Aydın'ın tayini daha sonra Tunceli'ye çıktı. DARBE SONRASINDA ÖĞRETMENLİKTEN UZAKLAŞTI, İNŞAATLARDA ÇALIŞTI Tunceli'de öğretmenlik yaptığı sırada 12 Eylül Askeri darbesini yaşayan Ali Aydın, çeşitli gerekçelerle, farklı zamanlarda toplamda 3 yıl cezaevinde kaldı. Cezaevi sürecinden sonra ise sabıkasından dolayı öğretmenlik yapamadı. Bu süreçte, çocuklarının geçimini sağlayabilmek için çabalayan Ali Aydın, yaklaşık 9 yıl boyunca, kahvelerde garsonluk, inşaatlarda işçilik, tarlalarda tarım işçiliği yaptı. Öğretmenlikten ayrı kaldığı bu dönemde, geçim mücadelesi verdiği işlerde çalışmasının yanında yerel bir gazetede de görev aldı. Cezaevi sürecinden sonra 5 yıl sabıka kaydının silinmesini bekleyen Ali Aydın, 1989 yılında ikince kez öğretmenliğe başladı. Tayini de, Sakarya'nın Karasu İlçesi'ne bağlı Kuyumculu Köyü'ne çıktı. Eşiyle, köy çocuklarının eğitimi için mücadele eden Ali Aydın, 12 Eylül darbesinde ve sonrasında hem kendisinin hem de çevresindekilerin uğradığı haksızlıklar sonrasında bu acıların bir daha yaşanmaması için hukuk eğitimi almaya karar verdi. Bir yandan ders veren bir yandan da ders çalışan Ali Aydın, 1990 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. 6 yıl süren eğitim, bir yıl da staj görmesinin ardından 1997 yılında avukat oldu. HEM AVUKAT HEM ÖĞRETMEN OLDU Artık Adapazarı merkez köylerinde eğitim çalışmalarını sürdüren Ali Aydın, bir yandan da avukatlık yapmaya başladı. Üç yıl hem öğretmen hem de avukatlığı bir arada sürdüren Aydın, 17 Ağustos 1999 depremini Adapazarı'nda yaşadı. Evleri büyük hasar gördü, kendisi, eşi ve iki çocuğu ölümden kurtuldu. O dönem kendilerine sağlanan tayin hakkından yararlanıp İzmir'e geldi. O tarihten bu yana da Ali Aydın'ın çalışma alanları, artarak sürdü. Öğretmenlikten minik öğrencilerinin eğitiminden asla vazgeçmeyen, mesleğinde 40'ıncı yılını geçiren Ali Aydın, avukatlığı da aynı anda sürdürmeye devam etti. Şimdilerde, öğleden önce duruşma salonları arasında mekik dokuyup hukuk mücadelesi veren Ali Aydın, öğleden sonra ise Bayraklı Osman Furuk Verimer İlkokulu'nda, minik öğrencileri için eğitim savaşçısı oldu. Bunun yanında İnsan Hakları Derneği Ege Bölge Temsilciliği, İzmir Barosu Kadın Hakları, Çocuk Hakları, İş Güvenliği komisyonlarında da görevler alan Ali Aydın, yaptığı iki mesleğin de çok kutsal olduğunu anlattı. HUKUK VE EĞİTİM MÜCADELESİ VERMEK ONUR VERİCİ Öğleden önce cüppesini giyip haksızlığa uğrayanların yanında olduğunu, öğleden sonra da, minik öğrencilerinin bilinçli birer birey olması içini çabaladığını söyleyen Ali Aydın, “Aslında zor gibi görünen, çevremdekilerin de hep anlam veremediği ama destekledikleri bir mücadele içerisindeyim. Haksızlıklara uğrayanların hakkını savunmak, o insanlara yalnız olmadıklarını, hissettirmek bambaşka bir anlam ifade ediyor. Adliye koridorlarından çıkıp bu kez sınıfıma öğrencilerime kavuştuğum anda ise bu kez çok farklı bir atmosfere girdiğimi hissediyorum. Dünyam çocuklarla farklılaşıyor çünkü. Toplumda en büyük eksiklik, insan hak ve özgürlükleri. Çocuklarımızın bunları bilerek büyümeleri lazım. O çocukların bilinçli birer birey olması içini çabalıyorum bu kez. Çünkü o çocuklar geleceğimiz. Haklarını bilerek büyüsünler istiyorum" dedi. Yaşamının zor gibi görünse de çok heyecanlı ve hareketli olduğunu anlatan Ali Aydın, "Günüm dopdolu geçiyor. Akşam da eve geldiğim zaman emekli öğretmen olan eşimle günün kısa bir muhasebesini yapıyorum. Sonra dosyaların başına geçip, duruşmalardaki savunmalarımı hazırlıyorum. Elbette hayatımızda olacak ama bir futbol pozisyonu için saatlerce konuşuyoruz, bir insan hakları ihlali için bir dakika zor sabrediyoruz. Her gün 10 dakika insan hakları içini farkındalık yaratsak, sıkıntılara çözümlenir. 40 yıldır öğretmenlik 18 yıldır da avukatlık yapıyorum. İki meslekteki mücadelemi de yılmadan sürdüreceğim" dedi.