Mehmet UZUN-HANNOVER,(DHA)- Seçim çalışması yapmak ve Avrupalı Türklerle buluşmak için Almanya'ya gelen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkan vekili ve Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Hannover'de Ülkü Ocaklarının düzenlediği geceye katıldı. Metropol Düğün Salonunda düzenlenen gecede konuşan Vural, kendisini dinlemeye gelenlere seçim vaatleri ve Türkiye'deki siyasi gelişmelerle ilgili bilgi verdi. Konuşmasının büyük bir bölümünü çözüm sürecine ayıran Vural, bu sürecin terör örgütünü kollama ve güçlendirme süreci olduğunu söyledi. Türkiye'nin seçim havasına girdiğini, 1 Kasım seçimlerinden daha da güçlenerek çıkacaklarını açıklayan Oktay Vural, seçimden sonra HDP hariç diğer partilerle koalisyon kurabileceklerini söyledi. Digitürk ile Tivibu'nun bazı kanalları bünyesinden kaldırılması konusunda Oktay Vural konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti bazı emperyalist güçlerin istediği gibi bir noktaya getirilememişse biliniz ki bunu başaran bizleriz. Kundaktaki bebeleri öldürenler devletime yol göstermeye başladılar. 'Masum insanlar' dendi, 'kandırılmıştır bunlar' dendi. 'Bunlar düşman değil suçlu sadece' dendi. Zannedersin dağcılık federasyonu çalışması yapıyor bunlar. 20 Temmuzdan bu yana terör örgütünün ortaya koyduğu tablo bu çözüm sürecinin PKK'nın koruma ve kollama süreci olarak kullanıldığını, cesaret verdiğini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu PKK terör örgütünün eylemleriyle birilerinin ilişkisine dair bir şeyler tespit edersek bunun altında ne bildiğimizi gayet iyi biliyoruz.” Vural konuşmasında: “Şimdi ben huzurunuzda soruyorum eğer 400 vekil verseydik PKK'nın hangi isteğiyle Anayasayı nasıl değiştireceklerdi. Ne yapacaklardı. Anlatsanıza bunu çıkıp. Buralara gelip konuşuyorlar. Sorun 400 vekil verilseydi bu terörü bitirmek için ne yapacaklardı. Anayasa’da terör örgütünün rahatsız olduğu ne var. Çözüm süreci diyorsunuz, aziz milletimi ayrıştırıyorsunuz. Ama buraya gelip sizlere diyorlar ki entegre olun. Peki benim ülkemde neden entegrasyonu sağlamıyorsunuz, benim ülkemde neden ayrışmayı sağlıyorsunuz.” dedi. Vural Nobel ödülü alan Sancar için de şunları kaydetti: “Mardinli Aziz Sancar Nobel ödülü kazanmış. Yabancı basın mensupları bunu arıyorlar. Etnik kimliğiyle ilgili bir soru soruyorlar. İşte Arap'mısın, Kürt'müsünüz, Türk'müsünüz diye. Terbiyesizler. Ben Mardin'de de doğsam Türk'üm Kars'ta da doğsam Türk'üm diyor. Müslüman Türk milletinin bir evladı memleketine, cumhuriyetine ve kimliğine nasıl sahip çıkıyor gösteriyor.” “PARALEL MELEKLER Mİ DİYECEKSİN?” Oktay Vural, “Öbür dünyada hak önünde bunlara soracaklar PKK silah stoklaması yaparken uyarılar yapıldı duymadın mı? Bu çözüm süreci PKK'yı güçlendiriyor, bölücülüğü güçlendiriyor dediler duymadın mı? Bizi sadece devlet izlemiyor ki, sadece devletin mobessesi yok ki Cenab-i Hakk'ın de mobessesi var, gözler ve kulaklar. Yok efendim böyle bir şeyler, bunları başkaları yaptı bu bir darbedir mi diyeceksin. O zaman göz diyecek ki ben gördüm, kulak diyecek ki ben duydum. Ne yapacaksın. Bunlara da paralel meleklerimi diyeceksin, kurtulacak mısın? Şikayetim var. Hem AKP hem de CHP seçim beyannamesinde Türk kelimesi yok. İkisinde de ne milli devlet ne üniter devlet var. İkisinde de Kürt sorunu var. Türk kelimesini ya Türk Olimpiyat Komitesine koymuşlar, ya da şurada kullanmışlar kardeşlerim. Burayı da bir seçim bölgesi yapsak kendi adaylarınız olsa ne güzel olur değil mi.” ifadelerini kullandı. MHP'Lİ BAKAN GELİYOR “Eğer 7 Haziran'daki tablo çıkarsa Milliyetçi Hareket Partisi olarak HDP dışındaki partilerle koalisyon yapacağımızı şimdiden açıklıyorum. 1 Kasım'dan sonra Şentürk bey Almanya'da MHP'li bir bakanı sizlere taktim edecektir.” DİGİTİRK VE TİVİBİ'YU UYARIYORUM Oktay Vural Digitürk olayıyla ilgili olarak da: ”Rezalet. Bu doğrudan doğruya basını susturmaktır. Bunun asıl amacı vatandaşların gerçekleri öğrenmesini engellemektir. Peki gerçeklerden kim korkuyor, yalan söyleyeneler ihanet edenler korkuyor. Bu seçim döneminde vatandaşın bilgi almasına bir engeldir. Siz kim oluyorsunuz. Doğrudan doğruya muhalefetin vatandaşa görüş ve düşüncelerini iletebilecek kanalları kesmektir. Muhalefeti susturma operasyonudur. Havuz sopa yöntemiyle yönettikleri bir medya aracılığıyla beyaz asa yoluyla toplumu yönlendirmek istiyorlar. Basın bu milletin kulağı, gözü olmalıdır. Millet görsün bilsin ki kimin iyi olduğunun kararını kendisi versin. Anlaşılan o ki korkuyorlar. Korkunun ecele faydası yoktur. Böyle Bir şey Türk hukuku ve demokrasisi için büyük bir ayıptır. Dijitürk ve Tivibu'yu uyarıyorum. Siz görevinizi yapın, kararı millet versin. Siz karartma, sansür yapmayın. Hukuka aykırı işlem yapmayın. Bir yerlerden talimat alarak gerçekleştirmeyin. Hak güçlünün değil, hak haklının olmalıdır. Basın ne hale geldi. Gazetelere saldırılar, gazetecileri dövmeler doğru değil” dedi.