Ferah IŞIK/DENİZLİ, (DHA) - İZMİR 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda terör örgütü PKK'ya üye olmak, yardım ve yataklıkta bulunmak, silahlı saldırının emrini vermek suçlamasıyla müebbet hapis cezasını çeken 40 yaşındaki Mehmet Şerif Öner, psikolojik ve fiziki şiddet gördüğü gerekçesiyle ölüm orucuna başladı. Manisa'nın Turgutlu İlçesi'nde yaşayan Mehmet Şerif Öner, 2002'de, terör örgütü PKK'ya üye olmak, yardım ve yataklıkta bulunmak, silahlı saldırının emrini vermek suçlamasıyla Batman'da gözaltına alındı. Tutuklanan Öner, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na konulan Öner, fiziki ve psikolojik işkence yapıldığı iddiasıyla 3 Temmuz 2015'te ölüm orucuna başladı. BAŞKA CEZAEVİNE NAKLİNİ İSTEDİ Şırnak'tan Manisa'nın Turgutlu İlçesi'ne 1981 yılında göç ettiğini söyleyen Mehmet Şerif Öner'in babası Ömer Öner, "Altı çocuğum var. Çocuklarımın ikisi Denizli'de Pamukkale Üniversitesi'ni kazanınca altı yıl önce Denizli'ye yerleştim. En büyük oğlum da terör örgütü mensubu olduğu iddiasıyla tutuklu bulunuyor. Kendisine cezaevinde fiziki ve psikolojik işkence yapıldığını söylüyor. Oğlum, cezaevine girmeden önce kaza geçirdi ve sol diz kapağı yok. Sağlık sorunları yaşıyor ama ilginenen yok. Ailesine ait fotoğraflara bile mühür vurup zarar vermişler. Oğlumu üç görevli darp etmiş. Sağlık sorununa rağmen uygun bir odaya nakletmemişler. Kendisine yapılan işkencelerin ve kötü muamemelerin kamera kayıtlarının olduğunu söylüyor. Bize yakın olmak için Nazilli E Tipi Cezaevi ya da Denizli F Tipi Cezaevi'ne nakledilmek istiyor" dedi. "BEN OĞLUMU DEVLETE EMANET ETTİM" Oğlunun 3 Temmuz'da ölüm orucuna başlamasına rağmen dilekçenin 6 Temmuz'da işleme konulduğunu söyleyen Ömer Öner, "Oğlum, kendisine işkence yapanlar yargılanmadan, yapılan kötü muamele ve fiziki saldırılar bitmeden, sağlık sorunları giderilmeden ve Nazilli ya da Denizli'deki cezaevine nakledilmeden ölüm orucunu bitirmemekte ısrarcı. Başta Adalet Bakanlığı ile Ceza ve Tevkif Genel Müdürlüğü'ne sesleniyorum; oğlumun hayatını kurtarın. Ben oğlumu devlete emanet ettim. Cezasını da çekiyor. Önemli olan onu cezaevinde ıslah etmek, orada cezalandırmak değildir" diye konuştu.