Arzu KAYA/İSTANBUL, (DHA) ÜSKÜDAR Validebağ'daki olaylarla ilgili 15 kişinin 7.5'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıp beraat ettiği davada mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. "DEVLETİN SABIR VE HOŞGÖRÜ GÖSTERMESİ DEMOKRASİNİN GEREĞİDİR" Anadolu 47 Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen beraat kararının ardından 2 ay sonra hazırlanan 12 sayfalık gerekçeli kararda sanıklar hakkında "2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" ve "Görevi yaptırmamak için direnme" suçlarından 1 yıl 3'er aydan 7,5'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldığı belirtildi. Sanıklar ve avukatlarının suçlamaları kabul etmedikleri yönünde ifadelerinin olduğu kararda Anayasa Mahkemesi'nin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına dair verdiği kararlara da yer verildi. Söz konusu kararlardan birine göre gerekçeli kararda, "Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Muhalif ve azınlıkta kalan fikirlerin, çoğunluğun fikirleri nazarında kışkırtıcı veya rahatsız edici olması durumunda dahi korunarak güvence altına alınması demokratik bir toplumun gerekliliğidir. Bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün yasa dışı olması toplantı veya yürüyüşün barışçıl niteliğini ortadan kaldırmaz. Toplantı hakkında müdahale demokratik toplum için gereklilik arz etmelidir. Müdahale, ölçülü olmak zorundadır. Barışçıl bir gösteri sırasında yapılanlar veya gösteri sonrasında katılımcılara yönelik soruşturma ve cezalandırmalar toplantı hakkının kullanılmasını sınırlayan davranışlar olarak kabul edilebilir. Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kalabalıkların toplantı hakkını kullanırken kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir" cümlelerine yer verildi. "POLİSİN SABIRLI VE HOŞGÖRÜLÜ OLMASI BEKLENİR" Anayasa Mahkemesinin bir başka kararına da yer verilen gerekçeli kararda, "Bir toplantı veya gösteri yürüyüşünün yasadışı olması veya yasalara aykırı düzenlenmesi tek başına toplantı veya yürüyüşün barışçıl niteliğini ortadan kaldırmaz. Toplantı hakkına müdahale demokratik toplum için gereklilik arz etmelidir. Müdahale meşru amaçları gerçekleştirmek için ölçülü olmak zorundadır. Yasa dışı olsa dahi barışçıl amaçlarla yapılan bir protestoda grubun dağıtılması yönünde polisin daha sabırlı ve hoşgörülü olması beklenir" denildi. "SANIKLARIN ÇEVREDEN TOPLANAN KİŞİLER OLDUKLARI ANLAŞILMIŞTIR" İddianamede sanıkların kamu görevlisine direndiklerinin iddia edildiği belirtilen gerekçeli kararda, "Hangi sanığın, hangi güvenlik görevlisine karşı ne şekilde direndiği ayrı ayrı tek tek belirtilmemiş, neyi engelledikleri izah edilmemiştir. Sanıkların yakalanmaları binadan, siteden, marketten çıkarken, restoranda bulunduğu sırada, metrodan indikten sonra evine giderken veya caddeden geçerken olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle sanıkların özensiz şekilde çevreden toplanan kişiler oldukları, sanıklarla ilgili herhangi bir görüntü kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildi. "ÇEVRECİ EYLEM" İddianamede sanıkların Üsküdar'da inşaatına başlanılan caminin yapımının engellenmesi amacıyla izinsiz olarak toplandıkları belirtilirken, gerekçeli kararda yapılan eylemin 'çevreci eylem' olduğu belirtildi. Bu durum ise gerekçeli karada, "Dosyada bulunan fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere eylemin çevreci eylem olduğu ve pankartta 'betonlaşmaya karşı' yazısının bulunduğu, suç teşkil eden bir fiilin bulunmadığı, iddiadan başka sanıkların cezalandırılmalarına delil bulunmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır" şeklinde anlatıldı.