Kişilik gelişiminin en yoğun olduğu çocukluk döneminde aile içi saygının önemsenmediği, bireylerin birbirinin hakkına riayet etmediği, otoritenin tek kişide yoğunlaştığı, söz haklarının elinden alındığı bir ortam çocukta birçok duygusal ve davranışsal problemlerin oluşmasına sebep olur.

Anne-baba veya kardeşler arasında yaşanan  geçimsizlikler çocuğun çevresine bakışını, insanları ve hayatı sevmesini, sosyal yaşantıya uyum sağlamasını zorlaştıracak ve çocuğun istenmeyen davranışlarına toplumun maruz kalması mümkün olacaktır. Çocuğun yaşadığı aile içi tatsız yaşantılar onun psikolojisini olumsuz etkileyecek, hayata karşı isteksiz, çevreye düşmanca hisler besleme, özgüven eksikliği, sadistçe davranışlar, içinde sevgi olmadığı için çevreye zarar verme gibi birçok bozuk psikolojik davranışlarda bulunması mümkündür.

Tartışmaların çok sık yaşandığı bir ortamda yetişen çocuğun okul başarısı da düşük olur. Özellikle dikkat gerektiren dersleri dinleyemez, dikkatini toplayamaz. Öğretmenlerin en çok şikâyet ettiği, arkadaş ortamlarında kavgacı olarak bilinen çocuklar, bu çocuklardır.
Anne babanın öfkeli halleri, depresif tavırları çocuğa da yansır. Çocukta mutsuzluk, şikâyet etme, saldırgan davranışlar, yalan söyleme, kin, öfke gibi davranış bozuklukları görülebilir.

O halde nelere dikkat etmeli?
-Anne baba veya kardeş, kim olursa olsun, çocuğun önünde tartışmaktan kaçınmalı,-Buna dikkat ediliyor olmasına rağmen çocuk kavgaya şahit olmuşsa, kavga sonrası barışmaya da şahit edilmeli. Bazen çözüme kavuşan problemlerin gerekliliği, çocuğa anlayacağı dille anlatılmalı ki çocuk her tartışmadan kötü etkilenmesin. Yani, tartışmanın bazen sorunları çözmek için gerektiği söylenebilir.

-Kavga esnasında hakaret içeren sözcükler kullanmamalı. Çocuk iyi bir kaydedicidir. Büyük olasılıkla yarın öfkelendiğinde, arkadaşına, büyük veya küçük herkese ailesinin kızgınlıkta gösterdiği tepkinin aynısını göstermesi beklenir. Bizi en olmadık yerde utandırabilir. Şöyle söyleyen anne babalara rastlamışınızdır ”Allah Allah bu sözü de nerden öğrenmiş bu çocuk, bizim ailede asla böyle şeyler söylenmez. Mutlaka sokaktan duymuştur”.

-Tartışmaların bedelini çocuğa ödetmemeli. Mesela, tartışmadan korkup elinden bardağı düşürüp kıran çocuğu öfkemizi ondan çıkarmak için dövmemeli, aksine kendimize çekidüzen vermeli,

-Kavgaya şahit olan çocuğa ”bak sen şahitsin baban veya annen bana hakaret ediyor…” deyip taraf tutmaya zorlamamalı, -Anne baba hiçbir zaman çocuğu kendi tarafına çekip birbirlerini kötülememeli. Birbirlerinin kusurlarını çocukla paylaşmamalı. Çocuğun gözünde anne baba hep eşit sevebileceği idolleri olmalı. Çocuk birini diğerine tercih edecek duruma düşürülmemeli Özetle; psikolojik rahatsızlığın temelinde huzursuz aile ortamında yetişmiş olmak etkilidir. 

Saygı Ve Muhabbetlerimle En Emin Olana Emanet Olalım,

AYŞE BAY