Çocuğun doğasında var olan bir gerçek; onun benmerkezci olmasıdır. Gördüğü yoğun sevgi ”dünyanın kendi etrafında döndüğünü” modeller olmaya azami özen göstermeliyiz. Çünkü o “akıllı karıncalar” her durumda almak istediği mesajı alırlar.

Anne baba çocuğa farklı mesajlar vermemeli. Çocuk doğruyu bilmediği için işine gelen mesajı alacaktır. Farklı mesajlar veren anne babayı bir süre sonra çocuk yönlendirmeye başlayacaktır

. Örneğin; Yemekten önce çikolata yemek isteyen çocuğa annesi her tür yemekten istediği miktarda yerse çikolatayı yiyebileceğini söylediğinde, baba oradan “ağlatma çocuğu, yemekten önce yese ne olur sanki…” dediğinde çocuk hemen kendine uygun gelen mesajı alır ve “hım demek ki bir şey istediğimde babamın olduğu bir anda ağlayarak istemeliyim…”gibi düşünür ve anne babayı nasıl kendi lehinde yönetileceğini bu tür tutarsız disiplin ve sevgi gösterisiyle öğrenmiş olur.

Bu gün “evet” yarın “hayır” diyen bir aile ortamında yetişen çocukta hayata dair tutarsızlıklar oluşur ve kontrol duygusu gelişemez. Kontrol duygusu olmayan çocuk ise iyi-kötü, doğru-yanlış kavramlarını tam olarak oturtamaz ve karar vermekte zorluk çeken bir birey olur.


Sağlıklı bir kişilik gelişimi anne babanın çocuğa emek vermesini ve bu konuya kafa yormasını, araştırma yapmasını gerektirir. Anne babalar çocuklarına ahlak ilkelerini, hakkı, adaleti öğretebilirlerse sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirmiş olurlar.

Kısacası çocuk eğitimi gündelik çözümlerle geçiştirme işi değil, üzerinde önemle durulacak görev ve sorumluluğumuz olmalı. Çocuklara Allah(c.c) ın emaneti bilinciyle yaklaşmalıyız.
Allaha emanet olunuz. Saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.