Otoriter anne babalar, çocukları ile her türlü iletişimde yetersiz ve serttirler. Soğuk ve kesin bir yaklaşımları vardır, duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri için özgürlük tanımazlar. ”Ben baba ya da anneyim, ben ne dersem o olacak” şeklinde çocuğa sınırlar çizer.

Eğitim adına cezaya başvurmaktan çekinmez. Çocukları ile olan ilişkilerinde candan ve samimi değillerdir, sorunları çocuk gözüyle değil, sahip olduğu değerlere göre çözer.

Sürekli suçlayan, ceza veren, her şeye karışan anne babanın çocuklarında, oldukça çekingen, korkan, ağlayan bir yapıyı görebiliriz. Baskı sonucu isyankârlık ve aşağılık duygusu da gelişir. Böyle ailelerde, çocuğun yaptığı ve söylediği her şey, otoritenin dışına çıkılmadığı takdirde beğeni görür.

Böyle ailelerde çocuk asla kendi duygu ve düşüncesine güvenemez, önemli olanın otoriteyi memnun etmek olduğunu, onun duygu ve düşüncesinin önemli olduğunu düşünür.Anne baba, çocuk için güçlü bir model durumundadır.

Eğer çocuk sık sık cezaya maruz kalırsa, mutsuz ve öfkeli bir birey olup, anne babaya, ilerleyen zamanlarda şefkat göstermeyebilir, acımaz. İnsanlarla sağlıklı iletişim kuramaz, kavgacı ve geçimsiz olur, birden parlar, kendine güveni yoktur, sürekli yerli yersiz korku ve kaygı içindedir.

Anne baba yanlışların üzerinde çok fazla durmak yerine olumlu davranışları bulup, onunla gurur duyduğunu, kararlarına saygılı olduğunu hissettirmeli. Çocuğumuz bizim bir model küçüğümüzdür ama çocuktur da. Yaramazlık ve hatalar yapması kadar doğal bir şey yoktur. Sadece istediği şey çocukluğunu yaşamak…

Biz buna müsaade etmeyip kalıplara sokmaya çalışırsak, çocukluğunu ne zaman yaşayacak bu yavrucak. Anne baba olsak ta buna hakkımız yok.

“Çocuklar bizim değil, yaratanın bize emanetidirler”.
Saygı ve muhabbetlerimle Allaha emanet olalım, inşallah.
AYŞE ARSLAN BAY