Çocuğumuza ve tüm dünya çocuklarına önem vermeliyiz diyerek devam etmek istiyorum yazıma.Çocuk yapmacık davranamaz,rol nedir bilmez,olduğu gibidir.Sizi hep mutlu etmek için kendince çaba harcar.Çocuk küçücük bir iş dahi başarmış olsa, takdir edelim, yüreklendirelim, mutlu olduğumuzu hissettirelim.

Onun çabalarını görelim.Örneğin,öğrencim olan çocuk, önüne koyduğum resim kâğıdına resim yapmaya başlamadan önce, daha,boya kalemlerine elini uzatırken şöyle mırıldanıyor ”bu resmi anneme yapacağım, oda mutlu olacak,”Aaa benim çocuğum bana ne güzel bir resim yapmış”,diyecek”.Böyle söylüyor o sevilesi masum yavrularımız.Aslında kocaman kağıdın ortasına bir iki nokta koyuyor yada rastgele çizgi çiziyor veya karalıyor.Bize anlamsız gelen karalama veya çizgilerin ne olduğunu sorduğumda öyle güzel şeyler söylüyor ki o anı sanki yaşıyorlar ve size de yaşatıyorlar.

Her şey gerçekmiş gibi.Annesi için yaptığı kelebeği,kelebeğin bir kanadının annesi bir kanadının kendisi olduğunu,”Babamız nerde” diye sorduğumda “o işte,çalışıyor,yanımızda yok ki,biz uçup onun yanına gideceğiz şimdi…” diyor

Çocuklarımızın başaramadıkları işlerden sonra kızarak veya tepki vererek güveninizi kaybedilir ve öğrenme sürecini geciktirilebiliriz. Ayrıca başarısızlığı, başarıya döndürebilme şansı da ellerinden alınmış olur. Bazı başarısızlıkların, öğrenmede önemli bir etken olduğu da unutulmamalıdır.

Anne baba, dünyanın en değerli hazinesinin çocuğu olduğunu unutmamalı. Çocuk için de anne baba çok değerlidir, bunu bize olan yaklaşımlarından biliriz. Her çocuk” iyi ki sen benim annemsin veya babacım seni dünyalar kadar seviyorum” der.

Anne baba çocuğunu daima kendi gündeminde tutmalı. Çünkü ihmale gelmeyecek önemli bir vazifedir çocuk eğitimi. Küçükte olsa çabalarını görelim, takdir edelim, yüreklendirelim.

Çocuk anne babasını mutlu ettiğini görürse bunun devamlı olması için çaba sarf eder. Mesela, sabah yatağını toplamışsa ve biz bunun için onu takdir etmiş mutlu olduğumuzu hissettirmişsek, ertesi günün sabahını zor bekler, çünkü bizi tekrar mutlu etmek, övgü almak uğruna yatağını toplamak için sabırsızlanır ve bizi çeke çeke odasına götürüp yatağını gösterir. Biz yine bıkmadan “ayy benim yavrum yatağını ne güzel toplamış, aferin sana…” diyelim.

Bazen yanlışlıkla veya isteyerek hata yapan çocuğun, hatasını görmeyelim. Hoş olmayan davranışının farkına vardığında bunun telafisi için çaba harcayan çocuğa kızmayalım, aksine destekleyelim. Konuştuklarını dinleyelim, hatta fikrini soralım.

Onlara vakit ayıralım. Çocuğumuzla geçirdiğimiz vakitlerde bizde çok eğlenir mutlu oluruz. Bu zaman bize, kendine güvenen, hızlı ilişkiler kurabilen, sürdürebilen, mutlu, huzurlu, başarılı çocuklar olarak geri dönecektir.
Saygılar hürmetler AYŞE BAY